İsrail’in Suriye Planı: Epstein Üzerinden Kurulan Gizli Müdahale Ağı
Yeni sızdırılan e-postalar, kötü şöhretli seks taciri Jeffrey Epstein’ın Suriye iç savaşı sırasında İsrail ile Kremlin arasında gizli diplomasi yürütülmesine aracılık ettiğini ve bu girişimlerin Şara dönemindeki fiilî İsrail işgalinin siyasi zeminini hazırladığını ortaya koyuyor.
“Handala” adlı bilgisayar korsanları tarafından ele geçirilen ve Drop Site News aracılığıyla yayımlanan belgeler, Epstein ile dönemin İsrail Başbakanı Ehud Barak arasında 2013–2016 yılları arasında geçen yazışmaları içeriyor. Belgeler, İsrail’in Suriye’deki çatışmanın sonucunu kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirmek için gayrıresmî kanallar kullandığını doğruluyor.
Pedofili milyarder Epstein’ın bu süreçte gayrıresmî bir irtibat görevlisi olarak çalıştığı, Rus siyasi çevrelerinden bilgi topladığı, toplantılar organize ettiği ve Barak’ın Beşşar Esad’ın devrilmesi için Kremlin desteği sağlamaya yönelik diplomatik çabalarına mesaj taslakları hazırladığı görülüyor.
İsrail’in Suriye’yi yeniden yapılandırma – İran’ın etkisini kırma planı
Yazışmalarda Barak, ABD yönetimiyle koordineli biçimde Suriye’de rejim değişikliğini destekleme fikrini savunuyor. Barak’ın, “İran etkisini kırmak için Suriye’nin yeniden yapılandırılması gerekir” ifadesini kullandığı, İsrail’in özellikle ülkenin güneyinde fiilî kontrol alanları oluşturma planlarını gündeme getirdiği belirtiliyor.
2013 tarihli bir e-postada Epstein, Barak’a “Putin’e Moskova’da olacağını bildir, özel bir görüşme isteyip istemediğine bak” tavsiyesinde bulunuyor. Yazışmalar, İsrail’in Esad’sız bir geçiş planını müzakere edilmiş bir çözüm olarak öne sürmeye çalıştığını ve aynı anda ABD ile Avrupa medyasında bu söylemi beslediğini ortaya koyuyor.
Belgeler arasında, Barak’ın kaleme aldığı ve Epstein’ın editörlüğünü yaptığı “Kremlin Anahtarları Elinde Tutuyor” başlıklı yayınlanmamış bir makale de yer alıyor. Bu yazıda Moskova’nın çıkarlarının korunması karşılığında Suriye’de siyasi bir geçişe öncülük etmesi çağrısı yapılıyor.
Ukrayna, Suriye ve Libya: Kaosun İçinde Fırsat Arayışı
Epstein, 21 Şubat 2014’te Barak’a gönderdiği e-postada şunları yazıyor:
“Ukrayna, Suriye, Somali ve Libya’da iç karışıklıklar patlak verirken ve iktidardakiler çaresizliğe düşmüşken, bu sizin için mükemmel değil mi?”
Barak ise şöyle yanıt veriyor:
“Bir bakıma haklısın. Ama bunu nakit akışına dönüştürmek kolay değil. Cumartesi günü ele alınacak bir konu.”
Bu yazışmalar, İsrail hükümeti adına yürütülen gizli diplomasinin aynı zamanda ekonomik ve siyasi çıkar hesaplarıyla iç içe geçtiğini gösteriyor. Epstein ve Barak, bu süreçte Obama yönetimine Suriye’ye doğrudan müdahale etmesi veya Esad’ın çekilmesi karşılığında Kremlin’e taviz verilmesi için baskı yapmaya çalıştı.
Epstein, görüşmelerinde Obama yönetiminin Tahran’a karşı yumuşak tavrından duyduğu hayal kırıklığını dile getirirken, ikilinin ABD’nin İran’a saldırı düzenlemesi için fırsat kolladığını da belirtiyor.
2013 yazında Putin ile görüşmeyi başarmalarına rağmen Rusya, Esad’ın devrilmesini desteklemeyi reddetti. Ancak bu görüşmeler, kısa süre sonra Suriye’nin kimyasal silahlarının imhası konusunda ABD–Rusya işbirliğinin önünü açtı.
Epstein, görüşmelerinde Obama yönetiminin Tahran’a karşı yumuşak tavrından duyduğu hayal kırıklığını dile getirirken, ikilinin ABD’nin İran’a saldırı düzenlemesi için fırsat kolladığını da belirtiyor.
İsrail, “Görünmez Oyuncu” Stratejisini Kullandı
ABD’nin eski İsrail Büyükelçisi Michael Oren, anılarında Tel Aviv’in diplomatik liderliğine “Suriye’de oyuncu olarak algılanmaktan kaçının” talimatı verildiğini aktarıyor. Ancak perde arkasında Barak ve Epstein gibi aktörler, Moskova ve Washington hattında gündem oluşturmaya çalıştı.
İsrail yetkilileri kamuoyunda bu sürece dâhil olduklarını reddederken, aynı dönemde Suriye içinde yürütülen hava saldırılarını meşrulaştırmak için “kırmızı çizgi” söylemini medya üzerinden güçlendirdi.
Esad’ın devrilme planı başarısız olunca Barak ve Epstein 2015’te yeniden Rusya kanalını devreye soktu. Barak, İran’a saldırı düzenlenmesini savunurken Obama’nın nükleer anlaşma çerçevesini reddetti. Ancak bu girişimler de sonuç vermedi.
Yine de belgeler, Epstein’ın İsrail, Amerikan ve Rus istihbarat ağlarını birbirine bağlayarak süper güçleri İsrail’in çıkarları yönünde etkileme çabasını gözler önüne seriyor.
ABD’nin Suriye politikasında kayma
Epstein’ın uluslararası bağlantılarını kullanarak Washington ve Tel Aviv arasındaki örtülü temasları kolaylaştırdığı, bu süreçte bazı “özel fon” girişimlerine aracılık ettiği iddia ediliyor. Sızdırılan belgelerde, bu görüşmelerin ardından ABD’nin Suriye politikasında Esed rejiminin devrilmesini destekleyen bir çizgiye kaydığına dikkat çekiliyor.
Bugün: Şara Döneminde Gerçekleşen Fiilî İşgalin Zeminleri
Bugün gelinen noktada, bu planların sahada fiilen uygulamaya konduğu görülüyor. Esed’in ABD’nin iradesiyle devrilmesinin ardından Şara’nın iktidara gelişiyle İsrail, güney Suriye’deki işgalini yeni bir aşamaya taşıdı. İşgal ordusu mühimmat depolarını hedef alan yoğun saldırılar düzenledi, köylerde kalıcı karakollar inşa etti, evlere baskınlar yaparak halkı sorguya çekti ve ana yollar üzerine kontrol noktaları kurdu. Golan çevresindeki yerleşimlerde kalıcı askeri üsler kurarak bu bölgeleri fiilen Suriye’den koparma planını adım adım hayata geçiriyor.
Bu durum, Epstein–Barak yazışmalarında şekillenen ve yıllar önce planlanan stratejinin bugün sahada uygulamaya konduğunu gösteriyor.
Sızdırılan yeni belgeler, İsrail’in Suriye iç savaşına yönelik perde arkası planlarını ve Şara’nın iktidara geliş sürecindeki dolaylı etkisini gözler önüne sererken Tel Aviv’in yıllardır bölgede yürüttüğü “sessiz stratejiyi” doğruluyor.
Kaynak: Mira Haber, dropsitenews
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.