Reuven Rivlin at a meeting with the Conference of European Rabbis, November 2018 (1184)

Bakü’de hahamlar zirvesi; “Dinlerarası diyalog’ safsatası yeniden sahnede!

Azerbaycan’da tepki çeken hahamlar konferansı; dinlerarası diyalog safsatası yeniden gündemde 

4–6 Kasım 2025 tarihlerinde, Conference of European Rabbis (CER) tarafından düzenlenen ve 500’ün üzerinde Avrupalı hahamın katılması beklenen toplantı, Müslüman çoğunluklu ve laik bir ülke olan Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de gerçekleşiyor. 

Zirvenin Öne Çıkan Başlıkları

Zirvede ele alınacak öne çıkan konular arasında, 2020’de bazı Arap ülkeleri ile Abraham Accords (İbrahim Anlaşmaları) çerçevesinde imzalanan diplomatik normalleşme sürecinin Azerbaycan’ın katılımıyla genişletilmesi yer alıyor. 

Avrupa’da yükseldiği ifade edilen antisemitizm ile nasıl mücadele edileceği de başlıklardan biri.

Yahudi basının konferansın düzenleneceği Azerbaycan’ı, “laik, hoşgörülü ve kapsayıcı bir ülke” olarak sunması dikkat çekti.

Tepkiler ve İddialar

Türk-İslam dünyasından bakıldığında bu tür bir toplantı, “Soykırımcı İsrail’i kayıran Batı’nın kültürel ve ideolojik dayatmasının bir parçası” olarak görülüyor. Özellikle, Filistin’deki işgal, abluka ve sivil kayıplarına dair uygulanan çifte standart tepki topluyor.

Doğu Perinçek’ten Aliyev’e mektup

Doğu Perinçek, toplantının iptal edilmesi için İlham Aliyev’e mektup yazdı. Mektupta şu ifadeler yer alıyor:

Bu konferans, Türk ve İslam dünyasındaki birlikteliğimize zarar verecektir. ABD-İsrail cephesinde yer alması mümkün olmayan kardeş Azerbaycanımızın bu konferansa ev sahipliği yapması, gelecekte hep bir leke olarak anılacaktır.”

Haziran ortasında Saraybosna’da yapılması planlanan Avrupa Hahamlar Konferansı toplantısı, iç kamuoyunda oluşan yoğun tepkiler sonrasında iptal edilmişti. Baş Haham Pinchas Goldschmidt, Avrupa Birliği’ne Bosna Hersek’in üyeliğini iptal etme çağrısında bulunmuştu.

Hoşgörü Masalı ve Gazze Gerçeği: Çifte Standardın En Karanlık Yüzü

Bazı Yahudi medya kuruluşları, Azerbaycan’ın yaklaşık 30.000 kişilik Yahudi nüfusuna ve yüzyıllardır Müslüman komşularla barış içinde yaşadığına vurgu yaparken, Filistin’deki Müslüman halkın maruz kaldığı zulüm ve soykırım karşısında bu “hoşgörü” söyleminin ne kadar içi boş olduğu sorgulanıyor.

İsrail’in Gazze’de yürüttüğü acımasız kuşatma, açlık ve toplu katliamların gölgesinde, “diyalog” ve “birlikte yaşam” gibi ifadelerin bir Müslüman ülkede bu şekilde sahneye taşınması, emperyalist şeytanların “insan hakları” maskesi ardına gizlenmiş iğrenç ikiyüzlülüğünü açığa çıkarıyor.

Avrupa’da “antisemitizmle mücadele” adı altında Yahudi güvenliği çığırtkanlığı yapılırken, Gazze’deki çocukların yaşam hakkı, İsrail’in sözde güvenlik politikalarının istatistiksel artığına indirgeniyor.

Kaynak: Mira Haber 

Bir Cevap Yazın