İsrail’in Gazze’ye yönelik sistematik işgal politikaları, yalnızca bombalarla değil, cezaevlerinde uygulanan işkence ve vahşetle de sivilleri hedef alıyor. Son olarak İsrail tarafından Gazze’den alıkonulan üç sivil Filistinli, tutuldukları cezaevlerinde hayatını kaybetti. Bu ölümler, Tel Aviv rejiminin uluslararası hukuku hiçe sayarak Filistinlilere yönelik yürüttüğü devlet terörünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
İşkencenin kurbanları
Filistinli tutsak hakları gruplarının 15 Mayıs’ta yaptığı ortak açıklamaya göre; 46 yaşındaki Muhammed İsmail el Astal, 56 yaşındaki Eymen Abdulhadi Kıdeyh ve 24 yaşındaki Bilal Talal Selame, İsrail zindanlarında can verdi. Kıdeyh’in, 7 Ekim 2023’te gözaltına alındıktan sadece 5 gün sonra hayatını kaybetmesi, yaşanan işkencenin şiddetini açıkça ortaya koyuyor.
Selame, Mart 2024’te Han Yunus’tan kaçmaya çalışırken İsrail askerleri tarafından alıkonulmuş ve 11 Ağustos’ta işkencelerle can vermişti. El Astal ise 7 Şubat’ta tutuklandıktan sonra 2 Mayıs 2025’te, cezaevi duvarlarının ardında hayatını kaybetti.
İsrail’in cezaevleri: çağdaş toplama kampları
İsrail cezaevlerinde uygulanan muamele, artık “kötü koşullar” ya da “hak ihlali” gibi ifadelerle açıklanamayacak kadar felaket bir boyutta. Tutsaklara yönelik şiddet, uzun süreli izolasyon, temizlikten ve tıbbi hizmetlerden mahrum bırakma sıradan hale gelmiş durumda. Üstelik tüm bu uygulamalar, işgal altındaki halkı yıldırmak amacıyla devlet politikası haline dönüştü.
Ağustos 2024’te İsrailli insan hakları örgütü B’Tselem bile, İsrail’in Filistinlileri “işkence kamplarında sistematik olarak istismar ettiğini, ağır şiddet ve cinsel saldırıya maruz bıraktığını” raporladı. Bu açıklama, İsrail’in artık kendi hukukçuları tarafından bile savunulamaz hale geldiğini kanıtlıyor.
7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail cezaevlerinde en az 69 Filistinli tutuklu hayatını kaybetti. Bunların en az 44’ü Gazze’den alıkonulan siviller. Gazzeli kayıpların akıbeti ise hâlâ belirsiz. Birçoğunun işkenceyle öldüğü düşünülüyor ancak İsrail, bu kişilerin isimlerini ve mezarlarını bile açıklamıyor. Ailelerine haber verilmeden gömülen ya da cesetlerine ulaşılamayan bu insanlar, adeta yok sayılıyor.
İnsanlık vicdanı için bir çağrı
Bu ölümler sadece birer istatistik değil; sistematik işkenceyle, aç bırakılarak, sağlık hakları hiçe sayılarak yavaş yavaş öldürülen insanların trajedileridir. Uluslararası kamuoyunun suskunluğu, bu suçlara ortaklık anlamına gelmektedir.
İsrail’in cezaevleri artık sadece tutsak değil, aynı zamanda ölüme terk edilen insanların mekânı haline gelmiştir. Bu devlet şiddeti durdurulmadıkça, Gazze’de ne barış olacak ne de adalet…
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.