Neden “Yunan mezalimini” konuşmuyoruz?

Tarihçi Mustafa Armağan, 1920 yılına ait bir fotoğraf paylaşarak bir gerçeğe dikkat çekti. 

Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı Eşkel Köyü’nde çekildiği belirtilen fotoğrafta yüzü bandajlı bir kadın görülüyor.

Kadının bu halde olmasının sebebi, aşağılık işgalci Yunan askerleri tarafından kulağının ve burnunun bıçakla kesilip gözlerinin oyulmuş olması.

Yunan postalının çiğnediği toprağımızda yakın tarihte böyle nice vahşet, tecavüz, işkence, yakma yıkma örnekleri yaşandı, hangi birini okul kitaplarımızda okuduk? 

Mustafa Armağan, ceddimize kahpece eziyet eden Yunan vahşeti ve işgalini ders kitaplarında “düşman işgali” şeklinde anonimleştirip yeni neslin düşmanını tanımasına engel olan zihniyeti bu fotoğraf üzerinden böyle eleştirdi:

“Bu vahşet kurbanlarından sağ baştaki kadının yüzü neden sarılıdır bilir misiniz? Kahpe Yunan askeri bıçakla burnunu, kulağını kesip gözlerini oyduğu için.

1930’lu yıllardan itibaren Yunanların İzmir’i işgali bile “Yunan” kelimesi kullanılmadan sadece “düşman” denilerek anlatılmadı mı? Hâlâ böyle anlatılmıyor mu?

Ne demek düşman? Bir adı, sanı yok mu? İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan, Rus… Hiçbirinin adı yok kitaplarda. Bir düşmandır tutturmuşuz gidiyor. Soyut bir düşman icat etmişiz, “Yunan’ın” adı yok…

Düşmanın adı yok. 

Yunan kahpeliği niye diyemiyor ders kitapları? 

Bu fotoğraflar ders kitaplarına neden konulmaz?

İyi düşün. 

Bu kitapları yazan kafayı ara ve bul.

Onu bulursan asıl düşmanı da bulmuş olacaksın.” 

Kaynak: Mira Haber