Muhammed Necibullah kimdir?
Muhammed Necibullah Ahmedzay, Afganistan’ı 1986’dan 1992’ye kadar yöneten asker ve devlet adamı.
1947 yılında Afganistan’ın Paktiya ilinin merkezi Gardiz’de, Peştun bir ailenin çocuğu olarak doğdu.
1964 yılında lisans eğitimini görmek üzere başkent Kabil’e gitti, yazıldığı tıp fakültesini 1975 yılında bitirdi ancak hayatı boyunca tıp alanıyla hiç ilgilenmedi.
Üniversitede okurken, o yıllarda Afganistan’da popüler olan sol hareketlere dahil oldu. Afganistan Demokratik Halk Partisi’nin “Perçem” kanadına katıldı ve siyasi faaliyetleri sebebiyle iki kez hapse mahkum edildi.
Sevr Devrimi
1978 yılında Afganistan Demokratik Halk Partisi, Sevr Devrimi ile yönetimi ele geçirdiğinde, parti içindeki “Halk” kanadı “Perçem” kanadını bastırarak yönetim kadrolarını ele geçirdi.
Bu esnada Necibullah, İran’a Büyükelçi olarak atansa da Hafizullah Emin rejimini devirmek için bir darbe planlamakla suçlanarak Doğu Avrupa’ya sürgün edildi. Necibullah, Sovyetler Birliği ülkeye girerek “Perçem” kanadı ağırlığında bir yönetim kuruncaya dek sürgünde kaldı.
Sovyet işgalinin ardından Necibullah ülkede KGB benzeri, KHAD olarak anılan polis departmanının başına getirildi.
Necibullah zaman içerisinde acımasızlığı ve vahşetiyle anılır oldu.
Kendisi zamanla daha yüksek görevlere gelirken, Necibullah’ın öngördüğü acımasız metodlar, halkın Sovyetler Birliği’ne ve Kabil rejimine karşı “mücahit gruplara” desteğini artırdı.
Ancak Sovyetler Birliği’nin savaştan çekilme ve ülkeyi terk etme kararı, Kabil rejiminin de sonunu hazırlayacaktı.
Sovyetler çekiliyor
Necibullah, 1986 yılında partinin genel sekreterliğinden uzaklaştırılan Babrak Karmal’in yerine partinin ve devletin başına geçti.
Necibullah yönetiminde ülkede büyük insan hakları ihlalleri yaşandı. Binlerce Afgan Necibullah yönetimince öldürülürken, binlercesi de işkence gördü.
1989 yılında Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı terk etmesi, sahada durumu önemli ölçüde değiştirdi. Birliğin dağıldığı 1991 yılına kadar doğrudan desteklenen Necibullah rejimi, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla büyük bir sarsıntı yaşadı.
İktisadi ve askeri anlamda dengeler, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla “mücahit grupların” lehine döndü.
1992’de “mücahitler” Kabil’e girdiğinde, ülkede 1978 yılından beri süregelen rejim de çökmüş oldu.
Kabil’de ‘ev hapsi’
Muhammed Necibullah, Kabil’i kaybetmesinin ardından şehirdeki Birleşmiş Milletler binasına sığındı. Burhaneddin Rabbani yönetimi kendisini ele geçirmek için bir hamlede bulunmasa da, şehri terk etmesine izin vermedi. Necibullah, devrik bir lider olarak dört sene Kabil’de ev hapsine benzer bir hayat yaşadı.
Bu yılları takiben ülke, artan Taliban etkinliğine sahne oldu.
Ölümü
Sovyetler Birliği destekli rejimi deviren ancak kendi aralarındaki güç mücadelesi sebebiyle bir iç savaşa girişen “mücahit gruplar”, Taliban’ın kuzey yönlü ilerleyişine karşı koyamadı. Grup 1996 yılının Eylül ayında Kabil’e girdi. 26 Eylül günü Taliban Kabil’e girerken Ahmed Şah Mesud, Burhaneddin Rabbani ve Gulbeddin Hikmetyar şehri terk etti. Mesud her ne kadar Necibullah’ı da şehirden götürmek istediyse de, o teklifi reddetti.
Taliban 26 Eylül 1996 yılında Kabil’e girdiğinde ve hükümet binalarını ele geçirdiğinde, yaptıkları ilk işlerden biri de Necibullah’ı yakalamak oldu.
27 Eylül’de hareket Kabil’in tamamında kontrolü sağlarken, aynı gün kardeşiyle beraber yakalanan Necibullah infaz edilerek cesedi bir direğe asıldı. Necibullah’ın öldürülmesiyle, Afganistan’da 1970’li yıllarda başlayan Sovyet etkisinin mirası tamamen silinmiş oldu.
Kaynak: Mepa News