Gazze’ye yeni saldırı bahanesi: “Hamas’ın verdiği cesetler, rehinelerimiz değil!”

İşgalci İsrail, Hamas tarafından teslim edilen cenazelerin bir kez daha İsrailli rehinelere ait olmadığını iddia etti

Katil İsrail ordusu, Gazze’den Uluslararası Kızılhaç aracılığıyla teslim aldığı üç cesedin “rehinelerden olmadığı” yönünde açıklama yaptı. Bu açıklama, Tel Aviv’in haftalardır sürdürdüğü propaganda ve bilgi kirliliği zincirine bir yenisini ekledi.

Askerî yetkililer, yapılan adli inceleme sonucunda cesetlerin, yürütülen ateşkes anlaşması kapsamında teslim edilmesi gereken 11 ölü rehineden hiçbirine ait olmadığını iddia etti.

İsrail ordusunun açıklamasına göre ateşkesin başladığı 10 Ekim’den bu yana toplam 17 ceset Tel Aviv’e teslim edildi. Bunların 15’i İsrailli, biri Taylandlı, biri Nepal vatandaşı olarak açıklandı.

Ceset arama çalışmaları baltalanıyor

Hamas, elindeki 20 sağ rehineyi serbest bıraktıktan sonra, ölenlerin naaşlarını teslim sürecine geçmişti. Ancak Gazze’deki yıkımın ve bombardımanın boyutu, bu süreci neredeyse imkânsız hale getirdi.

Filistinli kaynaklar, İsrail’in aralıksız saldırıları nedeniyle birçok bedenin enkaz altında kaldığını, bazı bölgelerde ise toplu mezarlara gömülmek zorunda kalındığını belirtiyor.

Tel Aviv yönetimi, b sebeple Hamas’ı “anlaşmaya uymamakla” suçlayarak yeniden sert açıklamalar yaptı. Oysa Hamas sözcüleri, Gazze’nin yıkıntılarından cesetlerin çıkarılmasının zaman aldığını, arama çalışmalarının da İsrail’in saldırıları nedeniyle sürekli kesintiye uğradığını belirtiyor.

Filistinli kaynaklar, “İsrail önce Gazze’yi yerle bir ediyor, sonra da cesetlerin neden hemen bulunamadığını soruyor,” diyerek duruma tepki gösterdi.

Gerçek sorular hâlâ ortada

Bazı sorular ise, bu süreçte tekrardan cevapsız kalıyor:

İsrail’in iddiasına göre “rehine cesedi olmayan” bu üç beden kimin?

Gazze’deki sivil ölümlerinin hesabı kimden sorulacak?

Ve neden her “rehine teslimi” bahanesi, Gazze’ye yönelik yeni saldırıların meşrulaştırılması için kullanılıyor?

ABD arabuluculuğunda yapılan ateşkes anlaşması, görünürde insani bir ara olarak lanse edildi. Ancak sahadaki gerçek farklı: İsrail, ateşkes bahanesiyle yeni istihbarat topluyor, askeri konuşlanmalarını güçlendiriyor, Gazze’nin kuzeyinde fiili işgali derinleştiriyor.

Kaynak: Mira Haber