İsrail ile İran arasında başlayan ve 9. gününe giren benzeri görülmemiş savaşın en dikkat çeken cephesi, İran topraklarında yürütülen suikast ve sabotaj operasyonları oldu. İsrail istihbarat birimleri, özellikle İran Devrim Muhafızları ve nükleer programda görevli bilim insanlarını hedef aldı.
İsrail’in Kanal 12 televizyonuna göre, 13 Haziran’dan bu yana İran’ın nükleer programında kilit rol oynayan en az 17 üst düzey bilim insanı, hava saldırıları, İHA’lar ve bombalı araçlarla düzenlenen suikastlarla ortadan kaldırıldı.
İran kaynakları, geçtiğimiz hafta nükleer fizikçi İthar Tabatabai ve eşinin, Tahran’daki evlerine düzenlenen saldırıda hayatını kaybettiğini doğruladı. Tabatabai, İran’ın gizli yürütülen nükleer silah programında görev aldığı düşünülen kilit isimlerden biriydi.
Önceki günlerde ise İran resmi makamları, eski Atom Enerjisi Kurumu Başkanı ve nükleer fizikçi Feridun Abbasi ile nükleer mühendislik hocası Ahmed Rıza Zülfikari’nin de öldürüldüğünü duyurdu.
13 Haziran sabahı düzenlenen saldırılarda ayrıca, Azad Üniversitesi eski rektörü Mehdi Tahrancı ve bir diğer akademisyen Mutlabi Zade de hayatını kaybetti.
İsrail’in gerçekleştirdiği bu suikastlerin bazıları, İran’ın kısa süre önce “daha güvenli” diye taşındığını duyurduğu yeni lokasyonlarda gerçekleşti. Bu durum, Tel Aviv’in İran istihbarat sistemine ne kadar derinlemesine sızdığını bir kez daha ortaya koydu. Uzmanlar, İran güvenliğinin çöktüğünü ve sistematik bir sızıntı yaşandığını vurguluyor.
İran makamları ise savaşın başlamasından bu yana hemen her gün “İsrail’le bağlantılı casusların” tutuklandığını açıklıyor. Ancak bu açıklamalar, suikastlerin önüne geçemedi.
Mossad İran’da serbestçe dolaşıyor!
İsrail kaynaklarına göre, Mossad ekipleri uzun süredir İran’da yerleşik durumda ve burada oluşturdukları hücreleri eğiterek hazırlık yaptı. Bu süreçte, patlayıcı cihazlar ve gözetleme sistemleri gibi donanımlar, bölgeye İran’daki yerel firmalar üzerinden sokuldu.
Geçtiğimiz yaz Lübnan’da Hizbullah’a yönelik düzenlenen patlamalara benzer şekilde, bu ekipmanlar da sivil görünümlü ticari faaliyetler üzerinden ülkeye yerleştirildi. Tüm bunların yanı sıra neredeyse her hafta İran’da, Mossad ile alakası olduğu ortaya çıkan şahıslar tutuklanıyor.
Söz konusu suikastler, İsrail’in İran’ın nükleer programını sekteye uğratmak için yıllardır yürüttüğü geniş çaplı stratejinin son halkasını oluşturuyor. Bu strateji, yalnızca fiziksel imha değil; siber saldırılarla sabotaj, fabrikasyon kazalar ve teknik sızıntılar üzerinden de devam ediyor.
Özellikle Natanz ve Fordow gibi kritik nükleer tesislerde geçmişte yaşanan patlamalar, aynı politikanın parçası olarak görülüyor.
Kaynak: Mira Haber