image 2025 12 27 14 10 32

Esed’ın sürgündeki şebbihalarından sahilde hakimiyet kurma hazırlığı!

Suriye’nin devrik lideri Beşar Esad’a yakın bazı isimlerin, ülkeyi yöneten yeni ve kırılgan yönetimi zayıflatmak ve sahil bölgelerinde yeniden hâkimiyet kurmak amacıyla gizli hazırlıklar yürüttüğü iddia edildi

ABD medyasından The New York Times’ın (NYT) haberine göre, sürgündeki eski rejim kadroları bu doğrultuda perde arkasında faaliyetlerini yoğunlaştırıyor.

Gazetenin ele geçirdiği telefon görüşmeleri, mesajlaşmalar ve kapalı gruplardaki yazışmalara dayandırılan haberde; eski istihbarat yöneticileri ile üst düzey askerlerin, büyük bölümü şu anda Rusya ve Lübnan’da bulunan kadrolar aracılığıyla, Esad döneminin mezhepsel dayanağı olarak görülen Nusayri (Alevi) topluluk içinde yeniden sadakat ağları kurmaya çalıştığı aktarıldı.

Merkezdeki iki isim

Bu girişimlerin merkezinde, “Kaplan” lakabıyla bilinen eski özel kuvvetler komutanı Süheyl el-Hasan ile eski askerî istihbarat başkanı Tümgeneral Kemal Hasan’ın yer aldığı belirtildi. Her iki ismin de Esad’la birlikte Moskova’ya gittiği, ancak sızdırılan yazışmaların Suriye içindeki etki alanlarını yeniden inşa etmeye devam ettiklerini gösterdiği kaydedildi.

NYT’nin incelediği mesajlarda, Süheyl el-Hasan’ın son bir yıl içinde Lübnan, Irak ve Suriye içinde çeşitli isimlerle temas kurduğu; kıyı hattındaki bazı köylerde bulunan silahlı unsurları ve silahları gösteren el yazısı listelerin dolaşıma sokulduğu ifade edildi.

Bu yazışmalarda, on binlerce kişinin kısa sürede silah altına alınabileceği iddialarına da yer verildi. El-Hasan’ın bazı mesajlarını “mücahit” ifadesiyle sonlandırdığı da aktarıldı.

Esed’in milyarder kuzeni ile çalışıyor

Bazı kaynaklar, el-Hasan’ın Moskova’da bulunan Esad’ın milyarder kuzeni Rami Mahluf ile yakın çalıştığını öne sürdü. Habere göre Mahluf, bu faaliyetlere maddi destek sağlarken, sahil kesimindeki yoksul Alevi ailelere para göndererek kendisini topluluğun hamisi gibi sunmaya çalıştı.

NYT, dağıtılan Dördüncü Tümen’in eski komutanlarından Gıyad Dalla’nın da bu yapılanmada kilit rol oynadığını ve Lübnan’dan koordinasyon sağladığını yazdı. Nisan 2025’e ait bir telefon kaydında Dalla’nın “Tam anlamıyla silahlanmadan harekete geçmeyeceğiz” dediği öne sürüldü.

Mesajlaşmalarda, Dalla’nın potansiyel savaşçılara ve yerel komutanlara aylık yaklaşık 300 bin dolar dağıttığı; ödemelerin kişi başı 200 ila 1.000 dolar arasında değiştiği belirtildi. Ayrıca 130 bin doları aşan uydu haberleşme ekipmanları satın almak için onay aradığı ifade edildi.

“İsrail’e hissettirmeden silah sokmak”

Bazı yazışmalarda, İran’a yakın Iraklı milis gruplarla temas kurularak, İsrail hava saldırılarına yakalanmadan Suriye içine silah sokmanın yollarının tartışıldığı aktarıldı. Bunun yanı sıra başarısız kalan suikast girişimlerinden, insansız hava araçları ve tanksavar füzeleri temin etme çabalarından da söz edildiği belirtildi.

Habere göre bu mesajlaşmaların önemli bir bölümü, Nisan ayında Suriye’nin Akdeniz kıyısında yaşanan Alevi ayaklanması sonucu 1.600’den fazla kişinin hayatını kaybettiği hemen sonrasına dayanıyor.

Bu olayların, eski güvenlik güçlerinin yeni yönetime bağlı birliklere yönelik eş zamanlı saldırılarının ardından patlak verdiği ve eski rejim yanlıları için bir mobilizasyon zemini oluşturduğu değerlendiriliyor.

NYT’ye konuşan bazı eski devlet görevlileri, korku ortamı ve ağır ekonomik koşullar nedeniyle Alevi topluluk içinde militan devşirmenin mümkün olabileceğini savunurken, diğerleri Esad dönemine duyulan öfkenin hâlâ güçlü olduğu uyarısında bulundu.

Washington’a uzanan hat

Haberde ayrıca Süheyl el-Hasan’ın, Washington’da lobi faaliyetleri yürüten ve milyonlarca dolar harcadığı belirtilen bir vakfa destek verdiği öne sürüldü. Beyrut merkezli “Batı Suriye’nin Kalkınması Vakfı”nın, kendisini Suriye’deki azınlıkların ve yerinden edilmiş Alevilerin savunucusu olarak tanıttığı aktarıldı.

ABD’deki resmî kayıtlar, vakfın Tiger Hill Partners adlı lobi şirketi ve ABD Başkanı Donald Trump’ın danışmanlarından Joseph Schmitz ile 1 milyon dolarlık bir sözleşme yaptığını gösteriyor.

Vakfın bazı ABD’li kongre üyelerinin ofisleriyle görüşmeler yaptığı belirtilse de, ilgili danışmanlar bu temasların rutin düzeyde ve çoğunlukla personel aracılığıyla gerçekleştiğini ifade etti.

Hasan’la çalışan kişilere göre, asıl hedef kısa vadeli bir silahlı ayaklanmadan ziyade, uzun vadeli siyasi nüfuz inşa etmek ve özellikle Suriye’nin Alevi nüfusun yoğun olduğu sahil bölgeleri için “uluslararası koruma” taleplerini gündeme taşımak.

“Yakından izleniyorlar”

NYT, yeni Suriye yönetiminin eski rejim unsurlarını yakından izlediğini, yetkililerin ise kapsamlı ve koordineli bir silahlı kalkışma ihtimalini şimdilik düşük gördüğünü aktardı. Buna karşılık bazı diplomatlar, yurt dışındaki lobi faaliyetlerinin daha tehlikeli olabileceğini; siyasi geçiş sürecinin sekteye uğraması hâlinde ülkenin fiilî bölünmesi ya da yarı özerk yapıların meşrulaştırılması riskine dikkat çekti.

Haberde son olarak, yeni yönetimin iktidara gelmesinden bu yana İsrail’in Suriye’de merkezi otoriteyi zayıflatmaya yönelik adımlar attığı, ülke genelinde hava saldırılarını artırdığı ve güneydeki silahlı gruplarla iş birliğine açık mesajlar verdiği belirtildi.

Analistlere göre bu tutum, eski rejim kadrolarının Suriye’yi istikrarsızlaştırma çabalarını daha da karmaşık hâle getiriyor.

Kaynak: Mira Haber

Bir Cevap Yazın