Bahreyn’de düzenlenen Manama Diyalog Konferansı’nda ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, dikkat çekici bir açıklama yaptı. Barrack’a göre Ahmed el-Şaraa, 10 Kasım’da Washington’da Donald Trump’la bir belge imzalayarak “IŞİD karşıtı koalisyona” resmen katılacak.
Bu, bir Suriye liderinin Beyaz Saray’da ilk kez ağırlanacağı tarihi bir buluşma olacak.
Tom Barrack, “Bu ittifaka herkesin katılmasını istiyoruz, bu onlar için büyük bir fırsat” derken aslında şunu söylüyor: “Bir zamanlar IŞİD komutanı olan Şaraa da bizim çizgimize girdi.”
Hatırlanacağı üzere geçen haftalarda El-Dumeyr Çölü’nde düzenlenen ortak hava indirme operasyonunun ardından, ABD Özel Kuvvetleri’nin IŞİD mensubu olduğu iddia edilen bir kişiyi yakalaması sonrası Tom Barrack sosyal medya hesabından “Suriye artık bizim yanımızda” ifadesini paylaşmıştı.
Cihad cephelerinden Beyaz Saray koridorlarına
Ahmed el-Şaraa, birkaç yıl öncesine kadar ABD ordusuna karşı savaşan bir cihad önderiydi. Washington, Şaraa’yı yıllar içinde yavaş yavaş sistemin içine çekti: önce “ortak istihbarat” adı altında temaslar, sonra gizli operasyonlarda iş birliği… Ve şimdi, resmi bir koalisyon ortaklığı.
ABD, bir zamanlar “terörist” olarak afişe ettiği bir ismi, kendi projesine dönüştürerek Suriye’deki yeni düzenin sembolü haline getirdi.
Ekonomik baskı ve siyasî ödül
Suriye’nin koalisyona katılımı, aynı zamanda Washington’un “Caesar Yasası” yaptırımlarını kaldırmak için Kongre’yi ikna etme planının da bir parçası. Barrack, “Suriye iyi bir iş çıkarıyor, artık bu yasaları kaldırmalıyız” diyerek planı işletiyor.
Böylelikle ABD, askeri ve ekonomik baskıyı aynı anda kullanarak Şaraa yönetimini istediği çizgiye sokmuş oldu.
Bir zamanlar “direniş hattı” içinde anılan Şam, şimdi Batı’nın planladığı yeni Ortadoğu düzeninin test sahasına dönüşüyor.
Filistin sessizliği: İkiyüzlü ittifak
İronik olan şu ki, aynı Washington ve Tel Aviv yönetimleri, Gazze’de her gün masumların katledildiği, yüz binlerce kişiyi kuşatan açlığın silah olarak kullanıldığı korkunç bir soykırımı uyguluyor.
Geçmişte Kudüs üzerinden Filistin davasına sahip çıkan – ya da öyle görünen- Şaraa’nın Washington’a gidişi, İsrail’in bölgesel tahakküm ve işgal siyasetini güçlendiriyor.
Bir saltanat devri kapanırken başka bir vesayet dönemi mi başlıyor?
Suriye bugün, ABD ve İsrail ekseninin planladığı yeni bir düzenin eşiğinde. Washington, “IŞİD’le mücadele” bahanesiyle Suriye’yi kendi “güvenlik” mimarisine entegre ediyor.
Ancak bu hamle, Müslüman coğrafyanın bağımsızlık idealine değil, Batı’nın bölgesel tahakkümüne hizmet ediyor.
Şaraa’nın Washington yolculuğu, emperyalist düşmana karşı ümmetin direnişi olarak doğan Suriye cihadının, Batı’nın Ortadoğu’daki işgal ve gasp düzenine eklemlendiğini gösteren acı bir teslimiyet tablosu olarak dikkat çekiyor.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.