Suriye’de Beşşar Esed rejiminin, yıllardır işlediği katliamların izlerini gizlemek için yürüttüğü devasa ceset nakil operasyonu gün yüzüne çıktı
Middle East Eye ve Reuters tarafından ortaya çıkarılan tanıklıklara göre, devrik Esed rejimi geride bıraktığı katliamların üstünü kapatmak için bir nakil operasyonu yürüttü. Buzdolabı kamyonlarından et tırlarına kadar her tür araç, toplu mezarlara ceset taşımak için kullanıldı.
Bazı şoförler, dondurma ya da et taşırken kamyonlarına el konulup rejimin ölüm makinesine hizmet etmeye zorlandıklarını anlatıyor. Tanıklardan biri, “Bir dondurma kamyonu dolusu ceset geldi. O günden sonra bir daha dondurma yemedim,” diyor.
Şam Belediyesi’nde görevli eski işçi Yusuf Ubeyd, Nejha adlı bölgede, rejim tarafından oluşturulan en büyük toplu mezarlardan birinde çalışmaya zorlandığını anlatıyor. Her gece, çoğu çürümüş binlerce ceset, askeri hastanelerden getiriliyor ve onlarca metre genişliğinde çukurlara yığılıyordu.
Ubeyd, o anları şöyle hatırlıyor:
“Her 40 cesetten sonra bana ‘devam et’ diyorlardı. Cesetleri üst üste dört kat istifledik. Ayakta duracak yer kalmadı, mecburen insanların ellerine, yüzlerine basarak yürüyordum.”
İki soğutmalı kamyon dolusu ceset gömüldükten sonra, rejim görevlileri gelip mezarları betonla kapatıyor ve üstüne sahte ‘halk mezarları’ inşa ediyordu. Ubeyd, yıllar içinde yaklaşık 100.000 bedeni kendi elleriyle gömdüğünü söylüyor.
“Yeryüzünü Taşı” operasyonu
Reuters’ın araştırmasına göre Esed rejimi, 2019 ile 2021 yılları arasında “Yeryüzünü Taşı (Operation Move Earth)” adını verdiği gizli bir plan yürüttü. Amaç, Kuteyfe’deki dev toplu mezardan on binlerce cesedi alarak, Şam’ın doğusundaki Dhumeyr çölüne taşımak ve izleri tamamen yok etmekti.
Operasyon, Suriye ordusunun içindeki özel birliklerin gözetiminde yürütüldü. Bir Cumhuriyet Muhafız subayı, “Amaç, Esed’in imajını temizlemekti. On yıl boyunca yapılan infazların kanıtlarını yok etmekti,” dedi.
Rejim, 2011’de başlayan halk ayaklanmasından bu yana 160 binden fazla insanı infaz etti veya kaybetti. Bu süreçte binlerce kamyon, askeri hastanelerle cezaevleri arasında ceset taşımak için kullanıldı.
Bazı kamyonlar, Katar ve Körfez ülkeleriyle ticaret yapan tüccarlardan zorla alındı. Bazılarıysa İdlib ve Halep’ten gelen muhaliflere ait araçlardı, sahipleri ise tutuklanıp kayboldu.
Tanıklar, her kamyonda 200 ila 400 arasında ceset bulunduğunu, çoğunun işkence izleri taşıdığını belirtiyor.
Bir şoför, “Kamyon yanaşır yanaşmaz havayı dayanılmaz bir koku kaplardı — ölümün kokusu,” diye anlatıyor.
Zorla mezar kazdırıldı
Ubeyd ve diğer belediye çalışanı Muhammed Nafiyye, rejim tarafından “mezar kazıcısına” dönüştürülen yüzlerce memurdan yalnızca ikisi. Nafiyye, 2011–2018 yılları arasında haftanın yedi günü mezar kazdığını, her hafta onlarca kamyon dolusu ceset gömdüğünü söylüyor.
“Daha önce hiç ceset görmemiştim. Onlara baktığımda hep aynı şeyi düşündüm: Bu insanlar ölmeden önce kaç kez öldü?”
Nafiyye, mezarlara gömülen her cesedin hangi istihbarat şubesinden geldiğini tek tek kaydettiğini söylüyor. “Beşşar Esed her şeyi biliyordu. Her şube, kime ne yaptığını ondan gizleyemezdi,” diyor.
Nafiyye, 2018’de ailesiyle Almanya’ya kaçtı ve burada Esed rejiminin işkencelerini konu alan uluslararası davada tanıklık yaptı. Bu dava, Esed’in güvenlik şeflerinden ikisinin mahkûm edilmesiyle sonuçlanmıştı.
Kemiklerin üstüne yeni şehirler
Tanık ifadelerine göre, 2021’e kadar Kuteyfe’deki binlerce ceset Zumeyr çölündeki yeni gizli toplu mezarlara taşındı. Bugün Reuters, bu alanlarda on binlerce cesedin yeniden gömülmüş olabileceğini tahmin ediyor.
Suriye’de Esed rejimi, suçlarını örtmek için mezarların üzerine yeni mezarlıklar, yollar ve binalar inşa etti.
Yeni kurulan “Kayıp Kişiler Ulusal Komisyonu” bile, bu gömme yönteminin kurbanların kimliklerini belirlemeyi neredeyse imkânsız hâle getirdiğini kabul ediyor.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.