Suriye’de rejiminin devrilmesinin ardından yeni yönetim, iç savaşta muhalif saflarda yer alan yabancı savaşçılardan gelen vatandaşlık talepleriyle karşı karşıya. Bu talepler, savaş ve mezhep çatışmalarıyla harap olmuş bir ülkede yeniden yapılanma çabalarının merkezinde önemli bir tartışma konusu hâline geldi.
Reuters’ın aktardığına göre, eski HTŞ unsurları, gazeteciler ve yardım görevlileri gibi çeşitli yabancı katılımcılar, İçişleri Bakanlığı’na sundukları mektupta, ülkede toprak sahibi olma, seyahat etme ve yasal statü kazanma gibi haklar talep ediyor.
Söz konusu mektupta;
“Ekmeğimizi paylaştık, acımızı paylaştık, Suriye’nin özgür ve adil bir geleceğe kavuşması umudunu paylaştık… Ancak biz muhacirlerin durumu belirsizliğini koruyor.
Saygılarımızla, Suriye yönetiminden, bilgelik, basiret ve kardeşlik ruhuyla, bize tam Suriye vatandaşlığı ve Suriye pasaportu taşıma hakkı vermesini talep ediyoruz” ifadeleri dikkat çekti.
Şara’nın kararı uluslararası tepkilere göre şekilleniyor
Ancak talepler, hem Suriye halkı hem de uluslararası toplum nezdinde farklı tepkiler doğuruyor. Sünni olmayan Suriyeliler elbette ki yabancı savaşçıların ülkede kalmasını istemiyor. Diğer yandan bazı devletler, bu kişilerin ülkelerine geri gönderilmesi durumunda uzun süreli hapis cezaları veya idamla karşılaşabileceklerini belirterek onları kabul etmiyor.
Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara ilk etapta yabancılar konusunda, bu kişilerin Esed rejiminin devrilmesinde önemli rol oynadıklarını ve bu nedenle Suriye’ye aidiyetlerinin tanınması gerektiğini ifade etmişti.
Ancak, bu yaklaşım özellikle Batılı ülkelerden gelen tepkileri de beraberinde getirdi. ABD, Fransa ve Almanya, “yabancı cihatçıların” Suriye ordusunda üst düzey görevlere atanmasının uluslararası güvenliği tehdit edebileceğini iddia ederek Suriye’nin imajını zedeleyebileceği uyarısında bulundu. Bu açıklamaların ardından Şara yönetiminin bu konuda herhangi bir adım atmadığı dikkat çekti.
İdlib’de hedef alınan yabancılar ve Şam’ın sessizliği
Aynı dönemde İdlib’de ise özellikle HTŞ’ye muhalif kimliğiyle bilinen muhacir savaşçılar ve komutanlar peş peşe hedef alındı, aralarında Türklerin de bulunduğu isimler, ABD’nin drone saldırılarıyla öldürüldü.
Arap ve Müslüman kamuoyunda, yıllarını İslam davası ve Suriye’nin kurtuluşu için feda eden muhacirlerin katledilmesi ihanet olarak görülüp lanetlenirken, Şam bu konuda tek kelime etmedi, adeta sessizliğe gömüldü.
Bu yaşananlar, yabancı savaşçıların Suriye’deki varlığının kırılgan ve belirsiz akıbetini gözler önüne sererken, Şara liderliğinin özellikle “kendisine muhalif olmayan” yabancıları ülkeye kazandırma planının hem sahadaki gerçeklerle hem de uluslararası dengelerle ne denli çetin bir sınavla karşı karşıya olduğu ortaya çıkıyor.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.