Dünyada insan hakları ve özgürlük konusunda ahkam kesen Avrupa ülkelerinde konu Müslümanlar olunca bütün değerler rafa kalkıyor. Son yıllarda Batı’da virüs gibi yayılan peçe yasağı Rusya’ya da sıçradı.
Yaklaşık 20 milyon Müslümanın yaşadığı Rusya’da kamusal alanda dini kıyafet tartışması peçe üzerinden alevlendi.
Rusya İnsan Hakları Konseyi (HRC) Başkanı Valery Fadeev, radikal bir çıkış yaparak Müslüman kadının tesettürün bir parçası olan peçenin yasaklanması gerektiğini savundu.
Peçenin “aşırılık” riskini artıran kıyafetlerden olduğunu iddia eden Fadeev’in skandal önerisi, Rusya’da dini kıyafetler ve kamusal alanlarda kıyafet özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Moskova Müftüsü peçe yasağına karşı çıktı
Moskova Müftüsü ve Moskova Katedral Camii baş imamı İldar Alyautdinov peçe yasağına, Rus Müslümanlar arasında öfkeyle karşılanıp toplumda yeni gerilimlere sebep olacağı gerekçesiyle karşı çıktı.
Konuyu, Rusya’daki laik hukuk normları ve Anayasa açısından da ele alan müftü, bu tür yasakların Rusya’nın vatandaşlarına din özgürlüğünü garanti eden yasaların da ihlali anlamına geldiğini ifade etti.
Alyautdinov, peçe yasağının Müslüman ülkelerde İslam’a karşı düşmanca bir eylem olarak algılanabileceğini ve bu durumun Rusya’nın Müslüman ülkelerle geliştirmeye çalıştığı ilişkilerini olumsuz etkileyebileceğini de vurguladı.
Dünyada peçe ve tesettür yasağı
Son 10 yılda pek çok Hristiyan Avrupa ülkesi İslâmî kıyafetlere yönelik kısıtlamalarla gündeme geldi. Hollanda, 2019’da kadınların burka ve peçe giymesini yasakladı. İsviçre parlamentosu de 2023 yılında kamusal alanda peçe takılmasını yasaklayan bir yasayı kabul etmişti. Fransa ise okullarda Müslüman kız öğrencilerin ferace, abaya gibi uzun elbiselerle okula girmelerini yasakladı.
Geçtiğimiz Eylül ayında da Mısır, okullarda peçe yasağını yürürlüğe koydu. Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan gibi bazı Orta Asya ülkelerinde de İslâmî kıyafetlere yönelik benzer yasaklar mevcut.
Doğudan Batıya, Müslümanları 2. sınıf vatandaş durumuna düşüren bu yasaklar, Müslümanların başlarındaki idarecilerin insafına kalmış hayatlara razı olmalarıyla paralel gelişiyor.
Müslümanların, üzerlerine serpilen ölü toprağını silkeleyerek Allah’ın emrettiği nizamı yeryüzünde hakim kılmayı hedeflemesi ve izzetli bir hayatın peşinden koşması, İslam ümmetini diriltecek ve bugün düştüğü zilletten kurtaracak tek çözüm olarak önümüzde duruyor.
Kaynak Mira Haber, ajanslar