Ürdün-İsrail askeri bağlarındaki kuşku öfkeye yol açtı!

Ürdün-İsrail askeri bağlarındaki kuşku öfkeye yol açtı!

Ürdün’ün hafta sonu İsrail’e giden İran füzelerinin engellenmesine dahil olması, Filistinli mültecilerin en yoğun olduğu ülkede İsrail ile olan güvenlik ilişkilerine ilişkin soruları ateşledi. 

Ürdün-İsrail askeri bağlarındaki kuşku öfkeye yol açtı!

Amman, İran’ın İsrail topraklarını hedef alan ilk doğrudan saldırısında Cumartesi gecesi yaklaşık 300 insansız hava aracı ve füzenin düşürülmesinde İsrail,  ABD , İngiltere  ve Fransa’ya katıldı.

Operasyon, İsrail’in bu ayın başlarında Suriye’deki İran konsolosluk binasına düzenlediği ve İran’ın İslam Devrim Muhafızları Birliği’nin yedi üyesinin ölümüyle sonuçlanan saldırılarına yanıt olarak düzenlendi.

Ürdün’ün, Ürdün Vadisi yakınlarında ve Suriye sınırı boyunca füzeleri ele geçirdiği bildirildi. Bu, bir Arap ülkesinin doğrudan İsrail’in savunmasına geldiği ender bir olaya işaret ediyordu. 

Ürdün-İsrail askeri bağlarındaki kuşku öfkeye yol açtı!

Ürdün İsrail’i değil kendisini savunduğunu hemen ifade etti. 

Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi Pazar günü yaptığı açıklaması şöyle oldu:

“Dün gece hava sahamıza giren bazı uçan cisimlerle, vatandaşlarımızın, yerleşim ve yerleşim yerlerinin güvenliğini tehlikeye atmalarını önlemek için müdahale edilerek bunlarla mücadele edildi.”

Bu müdaheleler yorumcular arasında geniş çapta tepki aldı.

İsrailli analist Mairav ​​Zonszein bunu;

“Ürdün’den gelen saldırılara karşı sığınmayı hatırlayan İsrail nesli için özellikle dikkat çekici ve diplomatik anlaşmalarda istikrarın artmasında hayati önem taşıdığını” gösterdiğini söyledi. 

Bu arada AJ+’ın genel müdürü Dima Hatib, müdahaleleri eleştirerek bunları “şok edici bir sahne” olarak nitelendirerek şöyle dedi;

“Kardeş ülkeler, İsrail uçaklarının, insansız hava araçlarının ve füzelerinin Filistin’e yönelik saldırısına değil, İsrail’e yönelik bir saldırıya yanıt veriyor” 

Wall Street Journal’da yer alan  bir habere göre Suudi Arabistan ve BAE, İran’ın saldırısını engellemek için ABD ile özel olarak istihbarat paylaşma konusunda anlaşmaya varırken, Ürdün hava sahasını Washington ve müttefiklerine açtı.

Le Beck International danışmanlık şirketinde güvenlik analisti olan Michael A Horowitz, Ürdün’ün egemenliğini koruduğu fikrinin “reddedilemeyeceğini” söyleyerek şunları ekledi;

“Yüzlerce insansız hava aracı ve füze Ürdün’ün üzerinde uçtu. Hedef ne olursa olsun hiçbir ülke bunun olmasına izin vermez, özellikle de bazı İran füzelerinin ve insansız hava araçlarının başarısız olabileceğini ve başarısız olduğunu bile bile..” 

‘Ürdün’e öfke hat safhada’

Ürdün, Birleşmiş Milletler tarafından resmi olarak kayıtlı 2,2 milyondan fazla mülteciyle, tüm ülkeler arasında en fazla Filistinli mülteciye sahip ülke.

Ülkedeki gerçek Filistinli sayısının çok daha fazla olduğuna inanılıyor. 

Ekonomik ve güvenlik meselelerini ele almak amacıyla 1994 yılında İsrail’le diplomatik ilişkiler kurdu ancak iki ülkenin ilişkileri çoğunlukla gözlerden uzak tutuldu. 

İkili arasındaki en halka açık etkileşimlerden biri, 2022’de su ve enerji konusunda yapılan mutabakat zaptıydı. 

Anlaşma, İsrail’in Ürdün’e 200 milyon metreküp tuzdan arındırılmış su sağlaması karşılığında Ürdün’ün İsrail’e 600 megawatt enerji ihraç etme kapasitesine sahip bir güneş enerjisi tesisi kurmasını sağlayacaktı. 

Ancak Kasım ayında, Gazze’de savaşın başlamasından haftalar sonra Ürdün, artık planlarını sürdürmeyeceğini  belirtti.

Horowitz, krallığın hafta sonu müdahalesinin mutlaka İsrail ile bağların derinleştiğini göstermediğini söyledi. 

“Elbette İsrail’de bu iş bu şekilde dönecek, ancak gerçek şu ki Ürdün ve İsrail çok sık karşı karşıya geliyor” dedi. 

Ürdün, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşını güçlü bir şekilde kınadı ve Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’i bölgede soykırım yapmakla suçladığı davayı destekledi. 

Ancak birçok Ürdünlü, krallığın daha da ileri gitmesini istiyor. Protestocular haftalarca Ramazan ayında her gün Amman’daki İsrail büyükelçiliği önünde toplanarak elçiliğin kapatılmasını ve normalleşmeye son verilmesini talep etti.

Ürdünlü yetkililer 7 Ekim’den bu yana yüzlerce aktivisti gözaltına alarak bu tür protestoları bastırdı. Avukat Louay Obeidat’a göre Ürdün’de 1.500’den fazla aktivist protestolar nedeniyle yargılandı. 

Çoğu serbest bırakılırken, düzinelercesi hâlâ idari gözaltında bulunuyor. Horowitz, “Ürdün’ün müdahalesi önemli iç ve dış riskleri beraberinde getiriyor” dedi. 

“İran saldırısından hemen önce Ürdün’de İsrail karşıtı protestoların arttığını gördük. Ürdün’ü ‘İsrail’in savunucusu’ olarak konumlandırmak kesinlikle Ürdün’deki İsrail karşıtı kalabalıkları memnun etmeyecektir ve İsrail’e yönelik öfkenin sonunda monarşiye yönelme riski her zaman vardır.”

Kaynak: Mira Haber 

Bir Cevap Yazın