Türkiye'nin Mısır'a SİHA satışı gündemde

Türkiye’nin Mısır’a SİHA satışı gündemde

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısır ile gelişen ilişkiler için yaptığı açıklamada “Mısır’ın belirli teknolojileri alması için ikili ilişkilerimiz önemli. İnsansız hava aracı noktasında anlaşmalarımız var.” ifadelerini kullandı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Mısır’ın Türkiye’den silahlı insansız hava aracı (SİHA) alacağını açıkladı. Bakan Fidan, “Mısır’ın belirli teknolojileri alması için ikili ilişkilerimiz önemli. İnsansız hava aracı noktasında anlaşmalarımız var.” dedi.  

Hakan Fidan’ın açıklamaları geçtiğimiz aralık ayında Kahire’de düzenlenen EDEX Savunma Fuarı’nda Mısır’ın havacılık şirketi AOI ile TUSAŞ arasında imzalanan anlaşmayı akıllara getirdi. İki ülkenin imza koyduğu niyet beyanı, havacılık-savunma alanlarında ikili işbirliğini geliştirmeyi, ortak projeler üretip teknoloji transferi yapabilmek için potansiyel fırsatlar araştırmayı hedefliyor. Dolayısıyla Mısır’a ihraç edilecek SİHA’nın TUSAŞ ürünü olmasına (ANKA-AKSUNGUR) kesin gözüyle bakılıyor.

Fidan açıklamasının devamında İran destekli gruplara yönelik saldırılar gerçekleştiren ABD’nin “ateşle oynadığını” vurgulayarak, “Ateşle oynadığınız zaman o ateş her an yangına dönüşebilir.” dedi. 

Bakan Fidan, katıldığı canlı yayında gündemi değerlendirdi, soruları yanıtladı.

“ABD F-35 ANLAŞMASINI BAHANE GÖSTERDİ”

Biliyorsunuz F-35 ile ilgili problem ve bizim programdan çıkarılmamız. Bizim kendi hava savunma yeteneklerimizi geliştirme arayışımızın ve politikalarımızın bir yansıması olarak karşımıza çıktı. NATO ortaklarımızdan biz bu konuda beklediğimiz desteği göremediğimiz zaman hava savunma sistemleriyle ilgili Rusya’yla yaptığımız bir s-400 anlaşmamız var. Bu anlaşmayı bahane göstererek Amerikalılar kendi yasal çerçevelerinde bir tavır ortaya koydular.

Tabi burada F-35’in biz sadece müşterisi değil, aynı zamanda üretici ortaklarından biriydik. Türkiye’nin maddi kaybının yanı sıra ortaya koyduğu kapasiteyle bir zararı söz konusu. Şimdi bunu elimine etmek için çalışmalarımız devam ediyor. Özelikle maddi zararın tazmini açısından, İlgili makamlarımızın ciddi yoğun çalışmaları var.

 

PUTİN’İN TÜRKİYE ZİYARETİ

Putin’in ziyareti önceden planlanmış bir ziyaretti. Daha önceden gelmesi gerekiyordu. Cumhurbaşkanımızın ziyaretleri oldu. Bu ziyaretle bazı konuları tekrar görüşme imkanı olacak. Cumhurbaşkanımız kendisiyle düzenli olarak görüşüyor. Türkiye ile Rusya arsında ciddi bir enerji anlaşması var. Akkuyu Nükleer Santrali var. Buna ilaveten güvenlik konuları var. Özellikle Suriye’ye merkez alan. Türkiye’nin PKK/YPG konusunda hassasiyetleri var. İki lider öncesinde defaatle konuşulmuş konular. Verilen ve tutulmayan sözler var. Bu bizim canımızı sıkan bir konu. O bölgede Rusya ile Türkiye arasında çatışmamazlık anlaşması var. Bu her zaman sağlıklı işlemiyor maalesef. Rusya’nın da bizden beklentisi var bölgede. Bunlara bağlı olarak müzakereler yapılıyor. Gazze konusu var. Rusya’nın pozisyonu bize daha yakın. 

TAHIL KORİDORU

Tahıl koridoru her zaman gündemimizde. BM Türkiye Rusya ve Ukrayna arasında yapılan görüşmeler var. Putin’in ziyaretinde bu konu da konuşulacak. Cumhurbaşkanımız bu konuya çok önem veriyor. Kendimize borç bildiğimiz bir konu. Ukrayna tahılından bahsedilmesinin sebebi şu; Rusların kendi tahılını göndermesinde sorun yok. Ukrayna’nın tahılını çıkaracağı limanlar Rus kuşatmasında. Ruslar tahılının ödemesini alamıyorlar çünkü bankacılık sistemine entegre değiller. Gemilerimizi sigorta edemiyoruz diyorlar. Ukraynalılar da tahılını çıkarıyorlar fakat geminin saldırıya uğrayı uğramayacağının garantisi yok.

 

KYB’YE PKK UYARISI

KYB Süleymaniye’de PKK ile işbirliği içinde. Sessiz yöntemle halletmeye çalıştık. Her seferinde söyledik. PKK ile aranıza mesafe koyun. ‘Savaşın demiyoruz ama işbriliği içinde olmayın’ dedik. Bizi memnun etmeye çalışmaya çalışıyorlar gibiydiler. Ama biz baktık ki bunlar mesafe koymayacak. Havayolu taşımacılığında ciddi sınırlar getirdik. Süleymaniye Havalimanı’nın yüzde 60’ını kaybetmesi demek. Bu bizim tercihimizle ilgili bir konu değil. Bu bizim terörle mücadelemizle ilgili bir konu. Suriye’de ise PKK ile mücadelede Fırat’ın doğusunda ve batısında farklı dinamikler var. Doğusunda ABD’liler, batısında İran ve Rusya var. Bu dengeyi gözeterek çalışmalarımızı yürütüyoruz.

“SURİYE TEK BAŞINA KARAR ALAMIYOR”

Suriye ile ilgili görüşmelerimizde handikaplarımız oluyor. Suriye tek başına karar alamıyor. Yaşamsal destek veren ortaklarıyla hareket etmesi gerekiyor. İran, Rusya ve Suriye’nin ortaklığı var. Hamlelerimizi yaparken bunları gözetiyoruz. Suriye’nin ön koşul koyarak Türkiye ile müzakere yapması çok yanlış. Bu yanlış bir usül. Biz Astana sürecini ihlal etmedik. Suriye’de devam eden istikrar süreci var. Bunu konuşmamız lazım. Konuşmak için bile şart getiriyorsanız, siz çok fazla çözümle ilgilenmiyorsunuz demektir. Diyalog niyeti varsa bu sahada somut neticeye yansıyabilir. İzah ettiğim ve izah etmediğim nedenlerden ötürü Suriye tek başına karar alamıyor. Görüşmelerde hep bir başka ülke oluyor. Topraklarımıza daha fazla mülteci gelmesin istiyoruz. Suriye kendi barışını sağlasın biz de olan Suriyeli kardeşlerimiz de dönsünler. Bunu bile tartışma zeminine getirmede problemleriniz var. Bizim tarafımızda bir tane aktör var. Cumhurbaşkanımız bir vizyon çiziyor. Ne istediğimizi biliyoruz. Ama karşı taraf öyle değil. Ortada çok fazla fırsat var. Bu gerçeği görmeleri için çok çalıştık ama o zihin aynı durumu farklı algılıyor.

GAZZE ATEŞKES ÇABALARI: İSRAİL ATEŞKES KONUSUNDA HEVESLİ DEĞİL

Adalet Divanı’nın kararı çok önemli. O kadar büyük bir dramla karşı karşıyayız ki, ortaya koyacağınız hiçbir başarı trajediyi önleyemiyorsa başarı diyemiyorsunuz. 2 milyon insan açlıkla ve hastalıkla karşı karşıya. Bu insanlar rehin alınmış konumda. Bunları bir coğrafi konumda tutuyorsunuz içeri yardım girmesine izin vermiyorsunuz. Onun için bunun adı rehin. Masada bir teklif. Bunu Hamas değerlendiriyor. İsrail, kalıcı ateşkes noktasında çok taraf değil gibi gözüküyor. Hamas kalıcı barış istiyor. Katar tarafı, Mısır tarafı, siyasi kanatla konuşuyorlar. ABD’de de İsrail ile konuşuyor. 1-2 gün içinde bir netice bekliyoruz. Türkiye taraflarla görüşüyor. Öncelikle ateşkesi sağlamalıyız. Sonra da iki devletli çözüme ilişkin atılması gereken adımlar var. Bunun gündeme gelmiş olması bile bir başarı. 3. Gazze savaşı gündemi olunca Türkiye olarak herkesten önce bir şey söyledik. 1. ve 2. Gazze savaşında arabulucu konumundaydık. Bu ateşkesi hemen sağlayalım ama 4. bir Gazze savaşını istemiyorsak, iki devletli çözüm yoluna gidelim dedik. Uluslararası arenadaki bazı basma kalıp şeyleri değiştirmemiz lazım. İsrail topraklarını genişletme derdinde. Garantörlük öne sunduk. Siz Filistinlilere sınırlı belli devletini verin gerisi bizde. Ama bu olmuyor. Mış gibi yapıyorlar. Daha fazla toprak istiyorlar. ‘İsrail 67 sınırlarıyla memnunum başkasının toprağında gözüm yok’ diyebiliyor mu? Tüm mesele bu. Dünya kamuoyu da bunu sorması lazım İsrail’e.

MISIR İLE İKİLİ İLİŞKİLER

Mısır ile ilişkilerimizi normalleştirme süreci büyük ölçüde tamamlanmış durumda. Bölge güvenliği açısında ve ticari açısından ikili ilişkilerimiz önemli. Orada çok sayıda yatırımcımız var. Bu yatırımların artırılması için bazı tedbirlerin geliştirilmesi gerekiyor. Mısır’ın belirli teknolojileri alması için ikili ilişkilerimiz önemli. İnsansız hava aracı noktasında anlaşmalarımız var. Akdeniz güvenliği konusunda da Mısırla iş birliği içerisinde olmamız gerekiyor. Enerji konusu, Sudan konusu ve Etiyopya konusu var. Ama esas konu bizim tarihsel yolculuğumuzdur.

 

 

BALKAN TURU

Balkanlar’da tarihi olarak ilişkilerimiz çok iyi. Bu ilişkilerin iyiliğinden kaynaklanan üzerimize düşen sorumluluklar da var. Bizden beklenen destekler var. Onları yapmak için diyalog hakinde olmamızda gerekiyor. Son yaptığım ziyaret bu kapsamdaydı. Sınırımızdan yapılan yoğun ticari akış var. TIR konusunda görüşmelerimiz oldu. Enerji konusu da var. Türkiye’den geçen enerjinin Bulgaristan ve Romanya üzerinden gideceği konusu var. Yunanistan bizim ayrı götürdüğümüz bir konu. Ege’de sorunlar var. Bu sorunu biz devraldık. Her iki liderin ortaya koyduğu vizyonla biz bu süreci ilerletiyoruz. Ege Adaların statüleri var. Burada yeni bir bakış açısıyla sorun nasıl halledilir diye konuşuruz. Askeri gerginliği azaltma konusunda iyi bir diyalog var. Göçle ilgili iyi bir diyalog var. Cumhurbaşkanımızın sunduğu vizyonla bu konuları yeniden konuşalım diye bakıyoruz. Kıbrıs’ı şuan buraya pek yansıtmıyoruz.

Bir Cevap Yazın