İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırım savaşında hedef olan ve yavrularını kaybeden anneler yaşadıkları trajediyi CNN’e anlattı.
İsrail terörüne 24 Ekim’de Han Yunus’taki evinde yakalanan Ranim Hicazi, saldırı esnasında bir yaşındaki oğlunu kucaklayıp sarılarak korumaya çalıştığını anlattı. Hicazi, henüz enkazdan çıkamadan bebeğinin öldüğünü fark edince büyük bir şok yaşadığını ifade etti.
O esnada 8 aylık hamile olan Hicazi, kızı Meryem’i kucağına alınca tekrar hayata tutunduğunu şu sözlerle anlattı:
“İlk nefesini aldığında ben de hayata geri döndüm. Doktorlar bana bunun bir mucize olduğunu söyledi.”
Katar’ın başkenti Doha’daki Hamad Hastanesi’nde tedavisi devam eden Hicazi’nin sol kolunu kaybettiği, bacaklarının da ağır yaralandığı aktarıldı.
Hicazi, “Bu acı asla geçmeyecek. Yaşadıklarımız unutulmayacak şeyler. Çocuklarımızı sadece kaybetmek için doğuruyoruz” dedi.
“Gazze’den gelen yaralıların durumu daha önce gördüklerimin çok ötesinde”
Cerrah Hasan Abdulhecile, Gazze savaşında korkunç bir vahşet yaşandığının altını çizdi:
“Yaklaşık 21 yıllık ortopedi uzmanıyım. Gazze’den gelen hastalarda karşılaştığımız yaralanma türleri, durumun ciddiyeti, kemik kaybı ve enfeksiyon çeşitleri daha önce gördüklerimin çok ötesinde.”
Refah’a Şubat ayında düzenlenen bombardımanlarda eşini ve dört çocuğundan ikisini kaybettiğini söyleyen Şeyma Gül de saldırı sırasında 9 aylık hamileydi. Saldırıda karnına şarapnel saplanan genç kadın, çocuğunu ölü doğurduğunu anlattı.
Gazzelli anne, sağ kalan 11 yaşındaki oğlu Hothayfa’nın bacağından yaralandığını ve koltuk değnekleriyle yürüyebildiğini söyledi.
BM verilerine göre, 7 Ekim’den bu yana en az 4 bin 800 kişi tedavi amacıyla Gazze dışına sevk edildi. Kalan binlerce ağır yaralının ise halen sevk beklediği kaydedildi.
BM’nin 10 Mayıs’ta yayımladığı istatistikler, İsrail’in Gazze dışına tedavi taleplerinden sadece yüzde 42’sine onay verdiğini gösteriyor.