İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, hayat misyonunun Filistin devletinin kurulmasını engellemek olduğunu açıkladı.
Dini Siyonizm partisinin lideri olan Smotrich, bu açıklamaları sosyal medya üzerinden yaptı ve işgal altındaki Batı Şeria üzerindeki İsrail kontrolünü genişletme konusundaki kararlılığını daha da vurguladı.
Smotrich, “Hayatımın misyonu İsrail Ülkesi’ni inşa etmek ve İsrail Devleti’ni tehlikeye atacak bir Filistin devletinin kurulmasını engellemektir.” dedi. Bu hedefi yalnızca politik olarak değil, aynı zamanda “ulusal ve varoluşsal” olarak çerçevelendirerek gündemini yönlendiren derin ideolojik bağlılığı vurguladı.
Smotrich ayrıca işgal altındaki Batı Şeria’da İsrail kontrolünü sağlamlaştırma politikalarını vurguladı. “Bu nedenle, Maliye Bakanı rolüme ek olarak, Yahudiye ve Samarya’daki (İsrail’in Batı Şeria için kullandığı İncil’deki isim) sivil işlerden sorumlu oldum,” diye ekledi ve yasadışı yerleşimleri genişletme ve destekleme niyetini pekiştirdi.
Smotrich’in Filistin devleti olmayı açıkça reddeden söylemi, Filistinlilerin İsrail işgali altında karşı karşıya kaldığı devam eden zorlukları daha da vurguluyor. “Ateş altında, cephedeki yarım milyon yerleşimciyi” koruma sözü, Filistinlilere etnik temizliğe tabi tutmakla tehdit eden doğrudan bir mesaj olarak görülüyor.
Son dönemde Batı Şeria’daki İsrailli yerleşimciler, Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir gibi İsrailli liderlerin de desteğiyle yerli Filistinlilere yönelik şiddetli saldırılarını artırdı.
Üst düzey İsrail askeri yetkilileri, Smotrich ve Ben Gvir’i huzursuzluğu körüklemek ve “bölgesel bir savaşı kışkırtmakla” bile suçladılar. İsrail medyasındaki haberlere göre, aşırı politikaları, Batı Şeria’da Filistin direnişinin artması olarak tanımlanan şeyin “doğrudan nedeni” olarak görülüyor.
Smotrich, İsrail siyasi liderliğinin Gazze’ye giren yardımları kontrol etmeyi amaçladığını ancak İsrail ordusunun bunu yönetme sorumluluğunu almayı reddettiğini söyledi.
Bakanın, yardımların İsrail kontrolünde olması konusundaki ısrarı, kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nin İsrail kaynaklı kıtlık ve insani krizle boğuştuğu bir dönemde ortaya çıkıyor.