İşgalcilerin şok edici işkence itirafları: Sde Teiman’da olan Sde Teiman’da kalır!

“Onlarla gerçek insanlarmış gibi ilişki kuramıyorsunuz” Sde Teiman’da görev yapan İsrail askerlerinin ifadeleri..

Haaretz’in yakın zamanda yaptığı bir araştırmada, İsrail’in Sde Teiman’daki geçici bir İsrail askeri gözaltı merkezinde 10 yaşındaki çocuklar da dahil olmak üzere Filistinli tutuklulara karşı sistematik olarak uyguladığı işkenceyle ilgili şok edici belgeler ortaya çıktı. Tesiste görevli askerler ve memurların ifadeleri, tutuklulara yönelik sistematik işkence, insanlıktan çıkarma, sadizm ve şiddetin rahatsız edici bir resmini çiziyor.

Bir İsrail askeri, tutuklularla ilgili ilk izlenimini şöyle tarif etti: “Onlarla gerçek insanlarmış gibi ilişki kuramıyorsunuz.” Bu duygu, tutukluların rutin olarak fiziksel tacize ve psikolojik işkenceye maruz kaldığı tesiste yaygın görünüyor. Özellikle yürek parçalayıcı bir anlatımda, bir asker bir tutuklunun vahşice dövülmesine tanık olduğunu hatırlıyor: “Aramalarda uygulanan şiddet sebebiyle bacaklarının kırıldığını düşünüyorum, bu yüzden örneğin her sayım sırasında ayağa kalkması isteniyordu ama bunu yapamıyordu. Bu durum, onu dışarı çıkarıp biraz daha dövmek için bahane oluyordu.”

Tesisteki koşullar o kadar kötüydü ki bazı işgalci askerler bunları mantıklı bir şekilde açıklamakta zorluk çekti. “Anlıyorum, eğer Afganistan’da savaşıyor olsaydık, orada bir şekilde böyle bir sahra hastanesinin [varlığını] kavrayabilirdim. Ama burada?” diye sordu bir asker, sivillere karşı böylesine aşırı önlemlerin gerekliliği konusunda kafa karışıklığını dile getirerek.

Tutuklulara yönelik şiddet sadece hoş görülmekle kalmıyor, bazı durumlarda aktif olarak teşvik ediliyordu. Başka bir asker, kalemin girişinde rahatsız edici bir olayı şöyle anlattı: “Polis memurlarından birinin, merkezin tam girişinde, ilk tutuklunun kafasını tutarak ‘güm’ diye kapının demir bir kısmına kuvvetle çarptığını gördüm. Sonra tekrar çarptı ve ‘Yalla’ dedi. Bunu gördüğüm anda tamamen şok oldum… Memur bunu yaparken öfkeli veya nefret dolu görünmüyordu, hatta buna gülüyordu.”

Sde Teiman’da olan Sde Teiman’da kalır 

Sde Teiman’daki atmosfer, dile getirilmeyen bir suç ortaklığıydı. Askerler, tanık oldukları şeyleri konuşmamaları veya belgelememeleri konusunda uyarıldılar. “Bize her zaman mümkün olduğunca az konuşmamızı söylediler. Yani, Sde Teiman’da olan Sde Teiman’da kalır. Atmosfer bu,” diye açıkladı bir asker, tesiste yaşananları çevreleyen katı gizliliği vurgulayarak.

Bunca vahşete rağmen, bazı işgalciler sisteme karşı bir sadakat duygusu ile eylemlerinin bu koşullar altında haklı olduğuna inandılar. “Daha büyük sistemin ne yapması gerektiğini ve neden orada olmama ihtiyacı olduğunu bildiği fikrine güvendim. Orduya güveniyorum. Ve Sde Teiman’da gördüğüm her şey, genel olarak, koşullar altında bana çok mantıklı göründü,” diye itiraf etti bir asker, oyundaki karmaşık ahlaki hesaplamayı göstererek.

Ancak ifadeler, bazı askerlerin eylemlerinden rahatsız edici bir tatmin duygusu elde ettiği bariz sadizm örneklerini de ortaya koydu. “İnsanlar kendilerine [bir şeyler yapma] izni veriyor, özellikle de denetimin olmadığı yerlerde. Ya da insanların 7 Ekim’in intikamını almak için birini dövmeye geldiği durumlar vardı. Ya da… buna… öyle mi diyeceğimi bilmiyorum… insanlar sadist,” diye itiraf etti bir asker, tesis içindeki dokunulmazlık kültürüne işaret ederek.

Çeviri: Mira Haber