Yakın zamanda yayınlanan bir araştırma, çoğunlukla göçmen ailelerin soyundan gelen yüksek vasıflı Fransız Müslümanların, ırkçılık ve ayrımcılık nedeniyle dünyanın başka şehirlerinde yeni başlangıçlar aramak üzere Fransa’yı terk ettiğini ortaya çıkardı.
“Fransa’yı seviyorsun ama gidiyorsun” başlıklı anketin sonuçları, soruları yanıtlayan 1000’den fazla kişiden %71’inin Fransa’dan ayrılma tercihlerini ırkçılık veya ayrımcılıktan bahsettiğini gösterdi.
Fransa ırksal ve dini istatistikleri yasaklıyor, ancak çok sayıda araştırma yıllardır göçmen kökenli Fransız vatandaşlarına istihdam, barınma, geçmiş kontrolleri ve daha pek çok alanda ayrımcılık yapıldığını belgeliyor.
Ortaya çıkardığı verilere göre, “Eşitsizlik Gözlemevi”nin 2023 yılı raporunda belirttiğine göre, geleneksel Fransızca isim taşıyan bir adayın, Arapça isim taşıyan bir adaya göre yaklaşık %50 daha fazla iş bulma şansı var..
Başörtüsü suç sayılıyor
Fransa’nın laiklikle olan özel ilişkisi ve İslami başörtüsü konusunda tekrarlayan tartışmalar da bazı kesimler arasında rahatsızlık yarattı.
Araştırmaya katkıda bulunanlardan Olivier Esteves, Le Monde gazetesine şunları söyledi:
“Bu konuda gerçek bir Fransız tuhaflığı var.” “Ülkemizde başörtüsü takan kadınlar toplumun dışına itiliyor ve bu durum özellikle kadınlar için zor. Böylece çalışmak isteyen örtülü kadınlar Fransa’dan geri itiliyor.”
Fransa’nın eski bir sömürgeci güç ve göç ülkesi olduğu, dolayısıyla sakinlerinin büyük bir kısmının Mağrip ve Afrika kökenli olduğu biliniyor. Daha iyi bir yaşam arayışıyla gelen göçmenlerin çocukları Fransız ama birçoğu özellikle 2015 saldırılarından bu yana kendilerini ülkelerinde yabancı ve “ikinci sınıf vatandaş” gibi hissediyor.
Boğuluyoruz
Hamile eşiyle birlikte Güneydoğu Asya’ya göç etmeye hazırlandığını anlatan Fas asıllı 33 yaşındaki Fransız, “Fransa’da boğuluyoruz” ifadelerini kullandı.
Bu teknoloji çalışanı, aile adı ve kökenleriyle ilişkilendirilen günlük yaşamın “etrafındaki karanlıktan” ve “aşağılamadan” kaçmak istiyor.
Açıklamasına şöyle devam ediyor;
“Bugün hala yıllardır yaşadığım mahallede ne yaptığım soruluyor ve aynı şey beni ziyarete gelen annem için de geçerli. Ama beyaz olan eşime bu soru hiç sorulmadı.”
“Bu sürekli aşağılama daha da sinir bozucu” diye itiraz ediyor, “çünkü yüksek gelirli biri olarak bu topluluğa katkıda bulunuyorum.”
Gelecek Haziran’da ayrılmaya hazırlanan 30 yaşındaki Fransız-Cezayirli bankacı, “Fransa’daki atmosfer büyük ölçüde kötüleşti” diyor ve ekliyor: “Müslüman olduğumuz için hedef alınıyoruz.”
Özellikle tüm Müslümanları aşırı dinci veya sorun çıkarıcı olarak gören bazı haber kanallarına ve gazetecilere atıfta bulunuyor.
Cezayirli bir temizlikçi kadının oğlu olan ve iki yüksek lisans diplomasına sahip olan genç adam, Fransa’daki kariyerini sekteye uğratan bir “cam tavana” çarptığına inanıyor.
Otuzlu yaşlarındaki genç Adam ise, niteliklerine ve sertifikalarına rağmen danışman pozisyonu için 50 iş görüşmesinde başarısız olmuş, bu nedenle ayrımcılığa uğradığını hissettiği için yurtdışında yeni bir hayata başlamak isteyen birçok Fransız Müslüman gibi çantasını toplamıştı.
Raporun hazırlanması sırasında AFP’nin görüştüğü tüm kişiler gibi soyadının kullanılmamasını isteyen Adam, arkadaşlarını, ailesini ve Fransız kültürünü özlediğini ancak “İslamofobi ve sistematik ırkçılıktan ” kurtulduğunu söylüyor. Bu da ona karşı tekrarlanan artan güvenlik kontrollerinin yapılmasına neden oldu.
Kaynak: Mira Haber