Uluslararası Af Örgütü: Ürdün, Filistin yanlısı eylemleri bastırmak için siber suçlar yasasını kullanıyor
Ürdün makamları, hükümet politikalarını ve uygulamalarını eleştiren görüşler dile getiren Filistin yanlısı gazetecileri, aktivistleri ve vatandaşları hedef almak ve engellemek için yeni Siber Suçlar Yasası’nı silah olarak kullanıyor. Önde gelen insan hakları örgütü Uluslararası Af Örgütü, salı günü konuyla ilgili açıklama yaptı.
Yasanın kabulünün üzerinden bir yıl geçtiğini belirten Uluslararası Af Örgütü, yetkilileri internet üzerinden eleştiren 15 kişinin yeni yasa kapsamında yargılandığını duyurdu.
Uluslararası Af Örgütü’ne göre, tüm bu vakalarda yetkililer, sanıkları arama emri olmadan tutuklamak, celp sebeplerini veya kendilerine yöneltilen suçlamaları bildirmemek, avukat olmaksızın sorgulamak ve sorguları veya yargılamaları sırasında psikolojik baskı ve yıldırma taktikleri kullanmak gibi yollarla sanıkların haklarını ihlal etti.
İnsan hakları örgütü, Ürdün makamlarının özellikle son dönemde Filistin yanlısı aktivizmi ve hükümetin İsrail’e yönelik politikalarına yönelik eleştirileri hedef aldığını belirtti.
Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktör Yardımcısı Aya Majzoub, “Bu kapsamlı baskı, Ürdün’de zaten dar olan muhalefet alanını iyice daralttı ve bir otosansür ortamı yarattı” dedi.
Ürdün makamları, Ağustos 2023 ile Ağustos 2024 arasında yalnızca yetkilileri eleştiren, Filistin yanlısı görüşler dile getiren, Ürdün’ün İsrail ile yaptığı barış anlaşmasını eleştiren veya barışçıl protesto ve grev çağrısı yapan sosyal medya paylaşımları nedeniyle yüzlerce kişiye Siber Suçlar Yasası kapsamında dava açtı.
22 Temmuz’da bir ceza mahkemesi, avukat ve aktivist Moutaz Awwad’ı Siber Suçlar Yasası’nın 17. maddesi uyarınca “isyan veya çekişmeyi tahrik etmek” suçundan mahkum etti ve kendisine X (eski adıyla Twitter) adlı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda Arap ülkelerinin İsrail’e yönelik politikalarını eleştirdiği ve Filistin yanlısı görüşler dile getirdiği için 5.000 Ürdün Dinarı (yaklaşık 7.000 ABD Doları) para cezası verdi.
Benzer şekilde gazeteci Hiba Ebu Taha, Ürdün’ün Nisan 2024’te İsrail’e doğru giden İran füzelerini engellemesini eleştirdiği bir makale yazdığı için şu anda Amman’ın güneyindeki el-Cüveyde Islah ve Rehabilitasyon Merkezi’nde bir yıllık hapis cezasını çekiyor. Bir ceza mahkemesi, 11 Haziran 2024’te onu sosyal medya platformlarını “yalan haber yaymak, bir hükümet otoritesini veya resmi kurumu aşağılamak veya karalamak” ve “çatışma veya isyana teşvik etmek veya toplum barışını tehdit etmek veya nefret veya şiddeti teşvik etmek” suçlarından mahkum etti.
Uluslararası Af Örgütü ayrıca, sosyal medyada Filistin dayanışma protestolarını takip eden, protesto çağrısı yapan paylaşımları sosyal medyada paylaşan, yetkililerin barışçıl protestoları engellediğini ve bastırdığını gösteren videolar paylaşan veya videolarda yer alan aktivistlerin ve gazetecilerin sorguya çekildiği ve/veya yargılandığı vakaları ve protesto çağrısı yapan kişilerin isimlerinin soruşturulduğu bir kişinin vakasını da belgeledi.
Uluslararası Af Örgütü, baskının bir diğer boyutunun da valilerin, muhalifleri ve aktivistleri cezalandırmak ve sindirmek amacıyla Suç Önleme Yasası’nı kullanmak olduğunu söyledi.
Bu yasa, valilerin, sınırlı yargısal incelemeyle idari emirle insanları suçlama veya yargılama olmaksızın gözaltına almalarına izin veriyor ve ülkenin Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu uyarınca ceza davalarında normalde sağlanan adil yargılama güvencelerini ihlal ediyor.
Örneğin, Aralık 2023’te güvenlik görevlileri, sosyal medyada yayınlanan Filistin yanlısı sloganlar hakkında aktivist Majd al-Farraj’ı sorgulamak üzere çağırdı. Siber Suçlar Yasası kapsamında suçlandı, ancak daha sonra bir ceza mahkemesi tarafından beraat ettirildi. 19 Mart 2024’te bir protesto sırasında yeniden tutuklandı ve 40 gün boyunca idari gözaltında tutuldu.
Majzoub, “Ürdün yetkilileri, siber suçlar yasasını uluslararası insan hakları hukuku ve standartlarıyla uyumlu hale getirmek için yürürlükten kaldırmalı veya büyük ölçüde değiştirmelidir.
Hükümetin politikalarını ve eylemlerini eleştirmek, suç sayılmaması gereken meşru bir ifade biçimidir.” dedi.