İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, Suriye’deki 10 askeri tesise ait haritalar paylaşarak, İran’ın bu tesislerde gelişmiş silah ürettiğini ileri sürdü.
ABD ve Avrupa ülkeleri, İran’la nükleer faaliyetleri konusunda bir anlaşmaya varmak için müzakerelerde ilerleme kaydederken, olası bir anlaşmaya karşı İsrailli yetkililerin itirazları artıyor.
İsrail basınının aktardığına göre, The Jerusalem Post gazetesinin 90. kuruluş yıl dönümü için New York’ta düzenlenen bir konferansta konuşan Gantz, “2022’de, İran’ın, başka saldırıların yanı sıra, sivillere ve kamusal hedeflere yönelik insansız hava araçları ve karadan karaya füze saldırıları yoluyla düzenlediği yıkıcı faaliyetlerinde bir artış gördük” dedi.
Gantz, İran’ı, ‘bölgedeki uzantılarını yılda bir milyar dolardan fazla silahlandırmakla’ suçlayarak, İran’a yönelik yaptırımların kaldırılmasının, ‘bu uzantılar için ayrılan fonların katlanarak artmasına yol açacağını’ söyledi.
Konuşmasında, katılımcılara, “Size İran’ın Suriye askeri endüstrisi üzerindeki kontrolünü göstermek istiyorum” diyen Gantz, 10 askeri tesise ait haritalar göstererek, şunları söyledi:
“İran, Suriye’deki bazı askeri fabrikaları, bölgedeki Hizbullah ve İranlı milisler için hassas füzeler ve gelişmiş silahlar üreten bir altyapıya dönüştürdü.
Haritada size gösterdiğim yerler, özellikle de hassas füzelerin üretildiği Masyaf’taki (Hama kentinin güneybatısı) yer altı tesisi, bölge ve İsrail için büyük bir tehdit potansiyeli oluşturuyor.”
İran’a karşı ‘askeri seçenek’ çağrısı
İran’ın “Lübnan ve Yemen’de de gelişmiş füze ve silah endüstrisi inşa etmek için” çalıştığını iddia eden İsrailli Bakan, “Dünya, İran’ın saldırganlığını frenlemeli ve inandırıcı somut bir askeri seçenek ortaya koymalıdır” ifadelerini kullandı.
Gantz, “Bir (nükleer) anlaşmaya varılsın ya da varılmasın, İran’ın nükleer ilerlemesi karşısında, ABD öncülüğünde uluslararası bir askeri tehdit oluşturmak esastır” diye konuştu.
İran ile nükleer anlaşma ve müzakere süreci
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015’te yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran’ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı.
Washington, eski Başkan Donald Trump döneminde, 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran’a yeniden yaptırım uygulamaya başlayınca Tahran da anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak durdurmuş ve yeniden yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme dahil bir dizi adım atmıştı.
Anlaşmanın yeniden uygulanmasını sağlama ve ABD’nin anlaşmaya dönüşü için Nisan 2021’den beri Avrupa Birliği’nin (AB) koordinatörlüğünde yapılan müzakereler sonrasında taraflar nihai anlaşmaya varma konusunda önceki aylara nazaran çok daha olumlu işaretler vermişti.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 24 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, AB tarafından sunulan ve nükleer müzakerelerde nihai yol haritası olarak kabul edilen anlaşma taslağına, AB aracılığı ile karşılık verdiklerini duyurmuştu.
İsrail, İran ile nükleer anlaşmaya karşı
İsrail, Batı ülkelerinin İran’la nükleer programına ilişkin müzakere ettiği anlaşmanın, Tahran’a her yıl yaklaşık 100 milyar dolar sağlayacak ‘kötü’ bir anlaşma olduğunu belirterek karşı çıkıyor.
İsrail Başbakanı Yair Lapid başta olmak üzere İsrailli yetkililer, sık sık, Tahran’ın elde edeceği finansmanı ‘Devrim Muhafızlarını güçlendirmek, İran halkını baskılamak, Ortadoğu’daki ABD üslerine saldırmak ve Hizbullah, Hamas ile İslami Cihad’a destek vermek için kullanacağını’ savunarak, ‘İran’ın nükleer bir devlet olmasını engellemek için harekete geçeceklerini’ ifade ediyor.