İslamofobi ile mücadele: Biden’dan şaşırtıcı açıklama

Beyaz Saray Perşembe günü yaptığı açıklamada, federal hükümet tarafından finanse edilen programlarda İslamofobi ve antisemitizm ile mücadele etmek için 1964 Sivil Haklar Yasası’ndan yararlanacağını duyurdu. 

1964 İnsan Hakları Yasası’nın VI. Başlığı, ortak atalardan veya etnik özelliklerden kaynaklanan ayrımcılığı yasaklamaktadır.

Başlık VI, dini ayrımcılığa karşı doğrudan koruma sağlamıyor. Ancak, sekiz federal kurum, federal olarak finanse edilen program ve faaliyetlerde antisemitik, İslamofobik ve ilgili ayrımcılık türlerinin yasaklandığını ilk kez yazılı olarak açıklığa kavuşturacak.

Açıklama, özellikle gerçek veya algılanan soy ve etnik özelliklerle ilgili korumaları vurgulamaktadır; 

Belirli bir dinin hakim olduğu veya farklı dini kimliklerin tanındığı bir ülkenin vatandaşı veya mukimi olmak, ister gerçek ister algılanmış olsun; ırksal, etnik veya atalara ait hakaretleri içeren ayrımcılık durumlarına karşı önlemler; ten rengine veya diğer fiziksel özelliklere dayalı ayrımcılık; kıyafet tarzı; yabancı dil, aksan veya isim.

Beyaz Saray’ın güncellenen plana ilişkin yazılı açıklamasında antisemitizme 27 kez, İslamofobi’ye ise altı kez atıfta bulunuluyor. 

Sağlık ve insan hizmetleri sivil haklar direktörü Melanie Fontes Rainer, yaptığı açıklamada, “Amerikalıların neye benzediklerine veya neye inandıklarına bakılmaksızın ihtiyaç duydukları korumayı hak ettiğine inanıyoruz.” dedi.

Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi, 2022’de Müslümanlara yönelik nefret ve önyargı olaylarının bir önceki yıla göre yüzde 28 arttığını belgeledi.

Federal Soruşturma Bürosu’na ( FBI ) göre, Yahudi Amerikalılar rapor edilen tüm dini nefret suçlarının yüzde 63’ünün kurbanıdır. 

Beyaz Saray’a göre bu hamle, antisemitik, İslamofobik ve diğer önyargıya bağlı çeşitli ayrımcılık türlerinin hafifletilmesi ve önlenmesi için kapsamlı güvenceler ve araçsal kaynaklar sağlıyor.

Bu girişim, Beyaz Saray’ın yılın başlarında, Yahudi karşıtı söylemlerde artış olduğu yönündeki raporların artması ile başlatılan Ulusal Antisemitizmle Mücadele Stratejisinin bir parçası olarak yorumlanıyor. Aynı zamanda bu, ABD tarihinde antisemitizme karşı en kapsamlı kampanya olarak biliniyor.

İçişleri Bakanı Deb Haaland, “Bu ülkedeki herkesin federal hükümetin sağladığı kaynaklara erişimi olmalı. Bugün Biden-Harris yönetimi buna liderlik ediyor ve antisemitizmin, İslamofobinin ve bununla bağlantılı ayrımcılık biçimlerinin Amerika’da yeri olmadığını açıkça ortaya koyuyor” dedi.

“Bakanlık, ülke olarak değerlerimize uygun yaşamaya ve bu önemli sivil hakların korunmasını uygulamaya kararlıdır.”

Kaynak: Mira Haber