s1 1722438872

Gazze’de kafası koparılan gazetecilerin ana akım medyada yeri yok..

Dostum ve yoldaşım İsmail el-Gul ile 300 gün boyunca aralıksız haberleştikten sonra onu kafası kopmuş halde gördüm.”

Bunlar, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği acımasız soykırımla halkına karşı işlediği tarifsiz suçları 10 ay boyunca haber yapan El Cezire muhabiri Enes el-Şerif’in gözlerinden yaşlar akarken ve yüzünde derin bir acı ifadesiyle söylediği korkunç sözlerdi.

Muhabir Ghoul ve kameraman Rami el-Rifi, basın kıyafetleri giymiş ve haber aracı olarak açıkça işaretlenmiş bir araçta seyir halindeyken İsrail’e ait bir insansız hava aracının hedefi oldu. 

Gazze hükümet medya ofisinin bildirdiğine göre, 7 Ekim’den bu yana İsrail tarafından katledilen Filistinli gazeteci sayısı 165’e çıktı. Bu katliam, ana akım medyada pek yankı bulmadı. 

Birçoğu hikayelerimizi gizli bir fırsatçılık ve içselleştirilmiş ırkçılıkla ele alarak kâr elde eden ve kariyerlerini bu şekilde çizen Batılı gazeteciler, bize sadece haber yapma hakkımızı reddetmekle kalmıyor, aynı zamanda Filistinli meslektaşlarının toplu olarak katledilmesi konusunda da mide bulandırıcı bir sessizlik içinde kalıyorlar. 

Bunu, Perşembe günü Wall Street Journal muhabiri Evan Gershkovich’in Ankara’da gerçekleşen esir takası kapsamında Rus hapishanesinden serbest bırakılması ile ilgili yoğun haber akışıyla karşılaştırın. Başı kesilen iki Filistinli gazeteci, Batı medyasının radarına neredeyse hiç girmedi bile.

Uluslararası örgütler, Filistinli gazetecilere karşı empati yoksunluğunun göstergesi olarak “endişe” ifade eden zayıf açıklamalar ve “gazetecilik suç değildir” mealinde bitmek bilmeyen tekrarları önünüze koyuyor. 

Gazetecileri Koruma Komitesi’nin de (CPJ) Ghoul ve Rifi’nin katledilmesine sonrası yaptığı açıklama “dehşet” ifade eden ve İsrail’e “iki El Cezire gazetecisinin daha doğrudan bir saldırıda öldürülmesinin nedenini açıklamasını isteyen” klasik bir örnektir. 

Bir Cevap Yazın