yUMKh 1675276946 9272
yUMKh 1675276946 9272

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan CHP’ye slogan tepkisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes’in ‘Yeter Söz Milletindir’ sloganını kullanan muhalefete sert tepki göstererek “Kalleşçe astıkları Menderes’in şimdi de sloganını çalıyorlar. Bunun adı hırsızlıktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündemin sıcak başlıklarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

– “20 YILDA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE KURDUK”

Mesajlarının net olduğunu anlatan Erdoğan, 20 yıl boyunca büyük badireler atlatarak fevkalade başarılara imza attıklarını vurguladı.

Yaptıkları devasa altyapı yatırımlarıyla Türkiye’yi küresel bir güç olmaya hazırladıklarının altını çizen Erdoğan, “Çünkü bu millete bu yaraşır. Ve bu millet bunu yapar mı? Yapar. Türkiye Yüzyılı, Türkiye’nin son dönemde elde ettiği güç ve birikimle dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olacağı dönemin adıdır.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı’nın, 20 yıldır yaptıkları yatırımların artık doğrudan vatandaşın refahına, imkanlarının çok daha hızlı artmasına yarayacak bir dönem olduğuna işaret ederek, “20 yılda biz, büyük ve güçlü bir Türkiye’yi kurduk. Şimdi bu Türkiye’nin imkanlarını vatandaşlarımızın daha fazla istifadesine sunma zamanı. İnanıyorum ki milletim yine ‘AK Parti’ diyecek, yine ‘Cumhur İttifakı’ diyecek.” şeklinde konuştu.

 

“Bugünkü grup toplantısında ‘muhalefetin, sizin bazı söylemlerinizi kullanmaya başlamasını’ değerlendirdiniz. Buna dair bir açıklama yapmak ister misiniz?” sorusuna Erdoğan, “Çok açık, net, bunlarda utanma diye bir şey yok. Kalleşçe astıkları Menderes’in şimdi de sloganını çalıyorlar. Bunun adı hırsızlıktır, devasa… Kendileri ile çelişmek muhalefetin her zamanki hali. Bunların istismar etmediği ne kaldı? Herkesi kör, alemi sersem sanıyorlar.” cevabını verdi.

‘YETER, SÖZ MILLETİNDİR.’ DİYEN MENDERES’İ İPE GÖTÜRDÜNÜZ”

Adnan Menderes’in partisinin “Yeter söz milletindir.” çıkışını, CHP’nin tek parti faşizmine karşı yaptığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu slogan, CHP’ye isyanın bir nişanesidir. Bu söz, millet iradesini sembolize ediyor. Millet iradesine sahip çıkanlar ancak bu sözü kullanma hakkına sahip olabilir, CHP değil. Bugün millet iradesine sahip çıkan kimdir? AK Parti’dir, Cumhur İttifakı’dır. Şimdi bunlar bu slogana dahi çökmeye çalışıyorlar. Kalkmışlar binalarına bu sloganı asıyorlar. Binalara slogan asmakla olmaz. Önce gerçekten milli iradeye saygılı olmayı öğrenin. Bunların gayesi, gayreti ülke ve millet değil. Bunlar bir defa milli değil, gayri milli. Milli olmayan ‘Yeter, söz milletindir.’ diyebilir mi? Diyemez. Oraya pankartı asabilirsin, benim milletim sana inanmaz ki. Çünkü siz, milli değilsiniz, gayri millisiniz. Ve bu millete hep ihanet ettiniz. ‘Yeter, söz milletindir.’ diyen Menderes’i ipe götürdünüz, idam ettiniz. Ve bunun sorumlusu sizsiniz. Bunlar milletin gönlüne girmenin değil, şimdi de yeni bir şey öğrendiler, Batı’dan aferin almanın peşindeler. ‘Batı bile bize aferin diyecek.’ diyor. Allah Allah, nasıl bir iş bu? Biz de CHP zihniyetine bugün ‘Yeter, söz milletindir.’ diyoruz ama hizmet söz konusu olduğunda, eser söz konusu olduğunda ‘yetmez’ diyoruz.”

“7’NCİ PARTİ MASANIN ALTINDA”

“Seçim yaklaşırken muhalefetin adayı belirlenmiş değil. Altılı masa toplantıları hala devam ediyor. Bu süreçte 55 ikili görüşme yapıldı, 11 kez altılı masa etrafında toplanıldı. Bu tablo size neyi anlatıyor? Bir de cumhurbaşkanının tek başına yetkili olmayacağı, bir sözleşmeyle bağlanacağı, sözleşmeye uyulmazsa kriz çıkabileceği, bir ya da daha fazla cumhurbaşkanı yardımcısının cumhurbaşkanının yetkilerini kullanabileceği yönünde bir söylem var. Böylesi bir sözleşmeyle bağlanmış cumhurbaşkanı, ülkeyi nasıl yönetebilir?” sorusuna Erdoğan, “Gelin biz bunlara, altı değil de yedili masa diyelim. Altı deyince eksik oluyor. Nerede malum parti? O da masanın altında.” yanıtını verdi.

“Biz, aslında seçim tarihini açıklayarak, bir anlamda yedili masadakilerin rahatını bozduk.” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Kendilerince kapalı kapılar arkasında toplanıp toplanıp bunlar dağılıyordu. Seçim tarihi vermesek, bunların aday çıkaracakları da yoktu. Bırakalım adayı, aday açıklama tarihlerinde bile bir belirsizlik, tutarsızlık var. Biri ’13 Şubat’ta açıklayacağız.’ diyor, diğeri ‘O tarihte açıklamak gibi bir planımız yok.’ diyor. Masadakilerin hiçbiri bir diğerini tekin bulmuyor, güvenmiyor. Siz, birbirinize güvenmiyorken, millet size nasıl güvensin? Aslında onlar için adaylarının kim olduğu da önemli değil. Onlar, ipleri altısının hatta HDP’yi de sayarsak yedisinin elinde bir kukla koymaya çalışıyorlar. Böyle bir aday modeli, bu millete hakarettir. Bir de ‘Aman yıpranır.’ diye adaylarını açıklamıyorlarmış. Bu nasıl iş? Yani siz, adayın yıpranacağından korktukları için aday bile açıklayamazken, biz 22 yıldır 2023’e, Türkiye Yüzyılı’na hazırlanıyoruz. Bizim böyle yıpranmak vesaire diye bir şey yok. Niye? Bu yola çıkan, tabii ki yıpranacak. Hizmet, yıpratır ama yeter ki sizin ‘Aşk ile koşan yorulmaz.’ anlayışınız olsun.”

 

6’LI MASANIN ORTAK MUTABAKAT METNİ

Ortak mutabakat metnini inceledim. Tam anlamıyla koalisyon dönemine dönüş söz konusu olacak. Başbakan olduğumda bakan sayısı 35’ti. Bakan sayılarını indirdik. Şu anda bizim 17 bakanımız var. Bunu şu anda o 7’li masada olanlardan bazıları bilir. Bunlar israfın ta kendisidir. Masa müdavimleri bir şeyler kapmak için ağlamaya başladı. Kendi kuklalarını aday yapıp bakanlık kapmak istiyorlar. Eski Türkiye’de olduğu gibi 6’lı masanın bakanlık kavgaları yakındır. Tüm bunlar amaçlarının hizmet değil rant olduğunu gösteriyor. Buradan hiçbir netice alamayacaklar.

 

7’li masa Türkiye’ye bir şey getiremez. Benim milletim de onlara bu yetkiyi vermez. Masadaki oturma düzeninden ziyaret sırasına kadar her konuda çıkmaza girenlere benim milletim yönetme yetkisi vermez. Onların vaatleri eski Türkiye. Masadakilerin talimatıyla hareket edecek bir cumhurbaşkanıyla böyle büyük bir ülke yönetilemez. Bunlar talimatı dışarıdan alıyor. ‘Batı bize aferin diyecek’ diyorlar. Kuklalara kim itibar eder?

 

2013’te IMF’e olan borcumuzu bitirdik. Bunu Tayyip Erdoğan’ın hükümeti halletti. IMF ile irtibatımızı kestik. Şu anda 7’li masanın içinde olanlardan IMF ile görüşmeler yapanlar var. Bizim o zaman Merkez Bankası’nın rezervi 27,5 milyar dolardı şu anda 128,5 milyar dolar döviz rezervimiz var. Başbakanlığım döneminde bir ara 135 milyar dolara da çıktık. Yine çıkacağız. Çünkü bizim sistemimiz istikrar kazandı. Bir araya gelip aday seçemeyenlerin ülke yönetmeye kabiliyeti olamaz.

“CHP DÖNEMİNİ TANIMAK İÇİN EKMEK KARTINA BAKACAKSIN”

Bir vatandaşım önümü kesti ve bana da bir kart verdi. Bu kart 1946’nın ekmek kartı. CHP dönemindi tanımak için ekmek kartına bakacaksın. Bundan daha güzel ispat olmaz. Benim milletim bir daha bu karne dönemine dönmeyecektir.

 

“FAİZ SEBEP, ENFLASYON NETİCEDİR”

Dünyada faizi sürekli yükselttiler. Ben de tam aksine faizi indirmenin mücadelesini verdim. Şu anda bizde faiz yüzde 9 bunu daha da düşüreceğiz. Benim inancım şu; başbakanlığım döneminde faizi 4,6’ya indirdik, enflasyon da 6,4 gibiydi. Faiz ve enflasyon doğru orantılıdır. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Buna inanmayanlar olabilir. Benim alanım ekonomi, neticesi de ortada. Uluslararası toplantılarda bu tezimi savundum. Şimdi biz yine indireceğiz dedik. 86’lardaydı enflasyon 64’e düştü. Daha da düşecek. Tüm mesele istikrarımızdır, güvenimizdir. 2022’de toplam bütçe giderimiz 2 trilyon 941 milyar lira oldu. Bütçe gelirimiz ise 2 trilyon 802 milyar lira olarak gerçekleşti. Bütçe açığımız yılın tamamında yalnızca 139,1 milyar lira oldu. Toplamda 171,8 milyar lira faiz dışı fazla verdik. COVID-19 salgını, emtia ve enerji fiyatlarındaki artışlara rağmen 4 yılın ardından yeniden faiz dışı fazla vermeyi başardık.

 

Bütçe açığını 2002 yılında yüzde 11,1 seviyesinde devralmıştık. Bunu 2022 yılında yüzde 1’e düşürmüş durumdayız. Bu yıl ayrıca faiz harcamalarının bütçe içindeki payını da azalttık. Bütçede yakaladığımız güçlü gelir performansını sağlamak için ne vergi artırdık ne yeni vergi getirdik. Tam aksine yükleri düşürdük. Uluslararası kuruluşlar büyümeyi de açıklıyorlar. Şu anda büyümede 5,5’i yakalamış durumdayız.

KARADENİZ GAZINDA SON DURUM

2023’ün ilk çeyreğinde Karadeniz gazının milletimizle buluşması için tüm çalışmalar 7/24 esasıyla devam ediyor. Sahada yaklaşık 10 bin kişi çalışıyor. Denizde 50’den fazla gemi operasyonlarını sürdürüyor. Derin denizde boru ve kordon bağı serimi tamamlandı. Derin deniz ana kordon hattının nihai etütlerine de başlandı. Yavuz ve Kanuni gemileri kuyuların alt ve üst tamamlama işlemlerini gerçekleştiriyor.

blank

İSVEÇ’İN NATO’YA ÜYELİK BAŞVURUSU

İsveç’in NATO’ya üyelik başvurusu sürecini terörizmle mücadelede kapsamlı bir işbirliği tesis etmemiz için bir fırsat olarak gördük. Bize 127 teröristi iade edin dedik. İsveç, anayasa değişikliğini yaptıktan sonra biz süreci işleteceğiz dedi.

 

Sayın başbakan geldi gayet güzel görüşmelerimiz oldu. Yeni İsveç hükümetinden aldığımız mesajlar, İsveç’te terörle mücadele anlamında bir anlayış değişikliğinin başlayabileceğine işaret ediyordu. Ancak verilen taahhütlerin yerine getirilmediğini gördük. Terör örgütü faaliyetlerinin devam ettiğini gördük.

Geçtiğimiz haftalarda yaşananlar ortada. Bu eylemlerin failleri hakkında soruşturma açılmasına dahi gerek duymadılar. İsveç, terör örgütleri mensuplarının güvenli limanı haline geldiği gerçeğiyle yüzleşmelidir. Mutabakat zaptı bizim yol haritamızdır. Buradaki taahhütlerin eksiksiz yerine getirilmesi önceliğimizdir.

“KUR’AN-I KERİM’E KARŞI YAPILAN SALDIRIYA İSVEÇ’İN SEYİRCİ KALMASINI KABUL EDEMEYİZ”

Avrupa’da ve İskandinav ülkelerinde son dönemde artan İslam karşıtı söylem ve eylemlerden de endişe duyuyoruz. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan saldırıya İsveç’in seyirci kalmasını kabul edemeyiz. Sonrasında Hollanda’da benzer bir eylemin yapılmasını da tesadüf olarak görmüyoruz. Kutsal değerlerimize hakaret eden bu eylemlere duyarsız kalınması, güvenlik güçlerinin bunları kordon altına alması neyle izah edilebilir? Bizler bunları en güçlü şekilde kınadık. Bunu İsveç’in halletmesi lazım. İsveç’ten ülkede yaşayan tüm grupların inançlarına saygı göstermesini ve terörle mücadele konusunda samimi adımlar atmasını bekliyoruz. An itibarıyla İsveç’in NATO üyeliğine sıcak bakmıyoruz. Öte yandan Finlandiya’nın durumunu farklı değerlendiriyoruz. Finlandiya eğer şu an olduğu gibi süreci işletirse parlamentomuz açık olduğunda üzerimize düşeni yerine getiririz.

Terörle mücadelemiz Suriye’nin toprak bütünlüğüne de katkıda bulunuyor. Rejim bunu farkına varmalı. Suriye’nin geleceğinin ipotek altına girmemesi için terör örgütlerinin tutumuna karşı mücadele edilmeli. Biz Suriye’nin kuzeyinde tavizsiz yolumuza devam ettik. Kademeli dediğimiz olayda da Rusya-Türkiye-Suriye olarak üçlü bir toplantı düzenleyelim ve istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin bu işin başarıyla sonuçlanmasıyla da dışişleri bakanları bir araya gelsin, nihayetinde de liderler bir araya gelsin. Bu gelişmelerden de İran’ı haberdar edelim dedik. Biz her anlamda ulusal güvenliğimizi koruma anlamında gereken önlemi alırız. Geri dönüşlerin güvenli olması gerekiyor. Biz o briket evleri boşuna yapmadık. İstedik ki gönüllü dönüşler başlasın ve Suriye’de BM ilkeleri temelinde geri dönüşlerin sağlanması için şartların oluşturulması gerekiyor. Bu da başladı. Şu anda 400-500 bine yakın mülteci Suriye’ye dönmeye başladı.

Rusya ve Ukrayna liderleriyle ihtiyaç anında sık sık görüşüyorum. Lider diplomasisi dediğim bu görüşmelerde onlar da arzulu. Bu görüşmeleri yapmazsak netice almamız mümkün değil. Kişisel ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu da bu süreçte dünya görmüş olmalı. İnsiyatif alma konusunda hiçbir Avrupa ülkesi bizim kadar cesur olamadı. Tahıl koridoru, esir değişimi, nükleer santralin güvenliği ve insani yardımlar konusunda hep çözümün bir parçası olduk. Arabuluculuk görevini üstlenmeye her zaman hazırız. Barışa dair umutlarımı kaybetmiş olsaydım; tahıl koridoru açılmazdı, esir değişimi yaşanmazdı.

Yunanistan’ın son dönemde Türkiye’ye yönelik tutumunun izahı da kabulü de mümkün değil. Bu tutum, komşuluk ilişkilerine de müttefikliğe de aykırı. Yunanistan’ın esas rahatsızlığı Türkiye’nin küresel düzeyde yükselen profili. Yunanistan’ın hukuk dışı adımlarına verdiğimiz yanıtlar karşısında çaresiz kalan Yunan tarafı akıl dışı yöntemlere sığınıyor. Yunanistan’ın hava ihlali iddialarını dayandırabileceği bir temel yok. Asıl Yunanistan, hava sahamızı, uçaklarımızı ve balıkçılarımızı taciz ederek tansiyonu yükseltiyor. Bu eylemleri hava kuvvetlerimiz ve sahil güvenliğimiz yanıtsız bırakmıyor.

“TAYFUN’UN 560KM MENZİLİ VAR AMA BEN DİYORUM Kİ BU YETMEZ”

‘Tayfun’ deyince panikliyorlar. Biz kendi hazırlıklarımızı yapmayacak mıyız? Şu anda 560km menzili var ama ben diyorum ki bu yetmez. Bunu 1000 km’ye çıkaracaksınız. Bizim attığımız adım bu. Ülkemizin güvenliğine yönelik eylemlere karşı elimiz bağlı oturmamız mümkün değil. Bunlara cevap vermeyi sürdüreceğiz. İHA’larımız, SİHA’larımız, Akıncı’larımız ve hepsinden öte KIZILELMA’mız bunlar önemli. İnşallah GÖKBEY de geliyor. Tüm bunlarla beraber silahlı kuvvetlerimiz çok güçlü hale gelecek.

Ben bu muhalefeti anlamış değilim. Bu yaptıklarımız ülkemizi korumak için. Bunların adı üstünde ‘savunma’ sanayii. Bunları yaparken onlardan izin mi alacağız? Onlar da bu yaptıklarımızı beğenecekler. Biz savunma sanayiinde ciddi manada ihracat yapıyoruz. İhracatta da iyi bir yere yerleştik. İktidara geldiğimizde hedefimizi tam bağımsız savunma sanayii olarak belirlemiştik. Şimdi bunu adım adım gerçekleştiriyoruz. Bunda emeği geçenleri tebrik ediyorum. Başta Baykar olmak üzere, TUSAŞ olmak üzere.

“SAVUNMA SANAYİİ SEKTÖRÜNDE REKABETIN ÖNÜNÜ AÇAN BİZ OLDUK”

Benim ülkem bu muhalefetin anlayışına kalırsa bir toplu iğneyi bile üretemezler. Ama artık onların hepsi geride kaldı. Savunma sanayii sektöründe 2002’de 56 firma faaliyet gösterirken bugün bu sayı 2 bin 705’e yükseldi. Burada çeşitliliğin ve rekabetin önünü açan biz olduk.

NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ KONUSU

Şu an itibarıyla 10-15 ülkenin parlamentosu Nobel Barış Ödülü adaylığıyla ilgili bir adım atmış. Karşımızda İsveç var. Onlar bu konuda nasıl bir tavır takınırlar bunu bilemem. Rusya-Ukrayna savaşında attığımız adımlar ve elde edilen başarı dünya barışına katkı sağlamakta. Bölgemizde ve ötesinde her zaman barış, huzur ve istikrar için durmadan gayret göstermeye devam edeceğiz.