Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, dünya ekonomisinin karşı karşıya olduğu zorluklar karşısında, “tek taraflı yaptırımlardan ve ekonomik bağları koparma girişimlerden kaçınılması gerektiğini” vurguladı.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rusya’da düzenlenen 25. St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumunda (SPIF) yaptığı çevrim içi konuşmada, Kovid-19 salgını ve Ukrayna krizinin yarattığı olumsuz etkilere karşı çok taraflı ekonomik iş birliğinin sürdürülmesi gereğini vurguladı.
Bir yanda bazı ülkeleri izole ederken diğer yanda küresel ekonomiyi canlandırabileceğini ileri süren stratejilerden şüphe duyulması gerektiğine dikkati çeken Şi, “Kalkınma politikaları arasındaki bağlantıların, uluslararası kural ve standartların güçlendirilmesine ihtiyacımız var. Tek taraflı yaptırım, azami baskı politikası, ekonomik bağların koparılması ve tedarikin askıya alınması girişimlerinden kaçınmalıyız.” dedi.
“ÜLKELER, JEOPOLİTİK REKABETİN SATRANÇ TAŞLARI DEĞİLDİR”
Dünyanın ekonomik iş birliğinin kesilmesinden, ülkelerin siyasal tutumları uğruna karşıt doğrultuda hareket etmesinden fayda sağlayamayacağının altını çizen Şi, “Giderek şiddetlenen enerji ve gıda krizine çözüm bulmak için ticaretin önündeki engelleri kaldırmalı, küresel sanayi ve tedarik zincirlerinin istikrarını sağlamalıyız.” ifadesini kullandı.
Şi, çok kutupluluk eğilimine giren dünyada hiçbir ülkenin diğerleri üzerinde mutlak etki kurmayacağını vurgulayarak “Ülkeler, boyutları ne olursa olsun, jeopolitik rekabetin satranç taşları değildir.” diye konuştu.
Şi’nin ülkelerin adını anmadan, Ukrayna Savaşı’nın ardından Batı tarafından Rusya’ya uygulanan yaptırımları eleştirmesi dikkati çekti.
PEKİN İLE MOSKOVA ARASINDAKİ STRATEJİK ORTAKLIK
Foruma ev sahipliği yapan, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile 15 Haziran’da yaptığı telefon görüşmesinde, iki ülke ilişkilerinin gelişim ivmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Şi Cinping, “Çin’in, egemenliğe ve güvenliğe ilişkin temel çıkarları konusunda Rusya ile çalışmayı sürdüreceği” mesajını vermişti.
Şi’nin foruma katılımı, Pekin ile Moskova arasındaki stratejik ortaklığın Ukrayna krizine rağmen devam ettiğini vurgulaması bakımından sembolik anlam taşıyor.
Çin, Ukrayna krizinin başlangıcından bu yana, sorunun barışçıl yollardan çözülmesi çağrısı yapsa da Rusya’nın eylemlerini “işgal” ve “saldırı” sözcükleriyle tanımlamaktan ve “kınama” anlamına gelecek ifadeleri kullanmaktan kaçınıyor.
ÇİN’E DOĞAL GAZ İHRACATI YÜZDE 60 ARTTI
Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan enerji ihtiyacındaki Çin, Ukrayna Savaşı’nın ardından Rusya’ya uygulanan yaptırımlar nedeniyle Avrupa’ya enerji ihracatının kesilmesi durumunda Rus petrol ve doğal gazının yönelebileceği önemli bir pazar konumunda bulunuyor.
Rus enerji şirketi Gazprom, mayıs başında yaptığı açıklamada, Çin’e doğal gaz ihracatının yılın ilk dört ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 60 arttığını duyurmuştu. Öte yandan, Gümrükler Genel İdaresinin verilerine göre, mayısta Çin’in Rusya’dan ham petrol ithalatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 79,6 artmıştı.
İki ülke arasında 2021’in sonunda 146,9 milyar dolara ulaşan ticaret hacminin yaklaşık üçte ikisini Çin’in Rusya’dan doğal gaz ve petrol ithalatı oluşturuyor.