Başakşehir merkezli IŞİD davası; iddianameden çarpıcı detaylar

İstanbul Başakşehir’de 14 Temmuz’da düzenlenen operasyonda 12 sanıklı IŞİD-H davasının iddianamesi hazırlandı

Başakşehir’de kurdukları illegal merkezde IŞİD’in Horasan yapılanması için eleman yetiştirmek, örgüt talimatı doğru TBMM’ye, İstanbul’daki askeri kışlalara ve polis karakollarına yönelik kanlı saldırılar gerçekleştirmekle suçlanan 6’sı tutuklu, 12 sanık hakkında açılan davada iddianame tamamlandı.

Daru’l Vefa İlim ve Amel Merkezi 

IŞİD’in Horasan koluna mensup Özbek, Kırgız ve Kafkas kökenli kişilerin Başakşehir’de “Darul Vefa İlim ve Amel Merkezi” adlı illegal mescit/medresede yapılandıkları, Suriye ile Afganistan’daki örgüt unsurlarıyla temaslarını sürdürdükleri iddia edildi.

Medresenin hocalarının çoğunluğunun Arap uyruklu olduğuna dikkat çekilen iddianamede, öğrencilere dini eğitim adı altında örgüt propagandasının yapıldığı, yapılanmanın liderlerinin devşirdikleri kişileri Türkiye üzerinden Afganistan’a gönderip IŞİD-H saflarına katılmalarını planladıkları kaydedildi.

İddianamede, merkezin emniyet birimleri tarafından takip altında olduğu, bu nedenle dernekle bağlantılı kişilerin farklı mescitlere dağıldığı ancak bazı özel günlerde bu merkezde bir araya geldikleri bildirildi.

Merkezin bünyesindeki yurtta, geçmişte Suriye’de IŞİD adına faaliyet göstermiş Özbek, Tacik, Kafkas, Irak ve Mısır uyruklu kişilerin saklandığı, sınıflarda da Suriye’de öldürülen Kafkas, Fas, Irak, Mısır ve Tunuslu kişilerin 16-17 yaş aralığındaki 70 çocuğuna yatılı eğitim verildiği aktarıldı.

 TBMM’ye saldırı planı

Örgütün 9 üyesinin 2023’ün Haziran ayının sonunda İstanbul’da bir toplantı gerçekleştirdiği, bu kişilerin örgütün Suriye’deki liderlerinin talimatıyla TBMM’ye, İstanbul’da bulunan askeri kışlalara ve polis karakollarına yönelik saldırı gerçekleştirilmesi gerektiği hususunda bilgilendirildiği belirtildi.

İddianamede, toplantı sırasında, eylemler için kullanılacak mühimmat ve EYP bileşenlerinin temininin “Fuad Azeri” adlı kişi tarafından karşılanmasına karar verildiği, diğerlerine ise söz konusu amaçlar için gereken paranın toplanması görevi verildiği ifade edildi.

Fuad Azeri olarak bilinen Fuad Rasulov’un örgüt propagandası yapmak, Tacik uyruklu kişileri örgüte kazandırma faaliyetlerinde ve Suriye’deki çatışma bölgelerinde bulunması üzerine 20 Haziran 2022’de İstanbul’da yapılan bir operasyonda yakalandığı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı aktarıldı.

İddianamede, 14 Temmuz 2023’te operasyon düzenlenen, içinde sınıf, yatakhane ve mescidin yer aldığı ortaya çıkan merkezin Rusça paylaşımlar yapılan sosyal medya hesabında, yeni açılan sınıflarla ilgili kayıt duyuruları, iftar organizasyonları ve Kurban Bayramı için maddi yardım taleplerinin olduğu bilgisine yer verildi.

Yüklü miktarda para ele geçirildi

Sanıkların ifadelerinin de bulunduğu iddianamede, bir sanığın ikametinde ele geçirilen ruhsatsız silah, 123 mermi, 52 bin 500 dolar, 1610 avro ve 100 bin 600 lira ile cep telefonu incelemesinde ortaya çıkan kamuflaj giyimli silahlı erkekler, atış talimi yapan çarşaflı kadınlara ait fotoğraflar ve IŞİD’le ilgili dokümanın yer aldığı kaydedildi.

Sanıklardan Rasulov’un, Azerbaycan’da “uyuşturucu madde kullanmak” suçundan 2 yıl tutuklu kaldığı, 2016’da resmi yollardan Türkiye’ye geldiği, “Reina” gece kulübüne yapılan saldırıyla bağlantılı olduğu gerekçesiyle 2 yıl cezaevinde yattığı aktarıldı.

Sanıkların IŞİD’le bir bağlantıları olmadığı, medreseye namaz kılmak için gittikleri ve kimseden emir veya talimat almadıkları yönünde savunmalarının yer aldığı iddianamede, sanık Mohamed Kotb Mohamed Ahmed’in beyanları bu merkezle ilgili bazı detayları ortaya çıkardı.

Sanık Ahmed, savunmasında medresenin sorumlusu olduğunu belirttiği Hasan isimli kişinin “cihat” konusunda medreseye gelen insanları etkilediğini, eğitim verilen çocukların babalarının Suriye veya Irak’ta IŞİD saflarında terör örgütü PKK’ya karşı savaşırken ölmesinden dolayı bu örgüt hakkında “hınzır ve domuz” gibi beyanlarda bulunduğunu söyledi.

 “Medresede günlük hayat”

Medresede günün sabah namazıyla başladığını anlatan Ahmed, Kur’an-ı Kerim, Arapça, fıkıh, hadis, tefsir, edep ve ahlak dersi verdiklerini, akşam namazından sonra yemek yenildiğini, temizlik yapıldığını, sabah namazından gece çocuklar uyuyuncaya kadar sırayla nöbet tuttuklarını anlattı.

Sanık Ahmed, dernekteki yatılı çocukların hiçbirinin devlet okuluna gitmediğini, evlerinden gelenlerin bazılarının okula da gittiğini, ailesi olmayan çocukların hep yatılı kaldığını ifade etti.

Sanıklar hakkında “terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapis istenen iddianamede, 2 sanığın ayrıca “ruhsatsız silah bulundurmak” suçundan 1,5 yıldan 4 yıl 6’şar aya kadar hapisleri talep edildi.

Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanıkların Mayıs ayındaki ikinci duruşmada hakim karşısına çıkması bekleniyor.


Mira Haber sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

Bir Cevap Yazın