Balkanlarda tansiyon düşmüyor; Arnavutluk da dahil oldu!
balkanlar diken ustunde avrupanin ortasinda yeni savas dalgasi uyarisi 1672134088 2786

Balkanlarda tansiyon düşmüyor; Arnavutluk da dahil oldu!

Uzmanlar Sırbistan ve Kosova arasında ‘plaka krizi’ ile patlak veren krizin çatışmaya dönüşmesiyle Hırvatistan ve Arnavutluk’un da sürece dahil olması ile Avrupa’nın ortasında yeni savaş dalgasına neden olabileceği görüşünde.

Kosova’nın 2008’de tek taraflı ilan ettiği bağımsızlığını tanımayan Sırbistan’ın bölgeyi kendi toprağı olarak görmesi nedeniyle yaşanan gerilim ve yükselen Sırp milliyetçiliği, Balkanlar’ın yakın geleceği için tehdit oluşturuyor.

Balkanlarda tansiyon düşmüyor; Arnavutluk da dahil oldu!

Balkanlar’da etkisini gösteren Slav milliyetçiliğinin arka planında ise 19. yüzyılda ortaya çıkan ve tüm Slavları içine alacak büyük Slav Devleti kurma amacını taşıyan Panslavizm ideolojisi yer alıyor.

İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Fatih Fuat Tuncer ile Boşnak gazeteci ve siyasi analist İbrahim Delic, Kosova ile Sırbistan arasındaki gerginlikte Panslavizm’in etkisini ve çatışmaların tarihi arka planını değerlendirdi.

Balkanlarda tansiyon düşmüyor; Arnavutluk da dahil oldu!

Akademisyen Tuncer, Yugoslavya’nın dağılmasıyla Sırpların kendilerini bu ülkenin doğal halefi olarak gördüğünü belirterek Yugoslavya’dan 6 federe devlet çıktığını ve Kosova’yı da içine alan Sırbistan sınırının çizildiğini hatırlattı.

Tuncer, Balkanlar’daki en eski Sırp yerleşimlerinin ve kiliselerinin Kosova’da olmasının, Sırp milliyetçilerinin dini ve ırkçı söylemlerini artırdığına işaret ederek Kosova’nın hem Arnavutlar ve hem de Sırplar için vazgeçilmez olduğunu vurguladı.

Sırpların, Osmanlı Devleti ile Sırbistan Prensliği arasında 1389’da yapılan Kosova Savaşı’nı dini ve milli olarak efsaneleştirdiğini kaydeden Tuncer, Osmanlı askerlerinin öldürdüğü Sırp Prens Lazar Hrebelyanoviç’in, azizlik mertebesine yükseldiğine inanıldığını aktardı.

Tuncer, eski Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç’in Kosova Savaşı’nın 600. yılı olan 1989’da Kosova’da yüzbinlerce kişiye yaptığı konuşmayı anımsatarak şöyle devam etti:

“Bu konuşma ile aslında Kosova’dan tüm Yugoslavya’yı etkisi altına alacak çatışma ve savaş süreci başladı. Miloseviç’in artık ‘Kosova’nın öcünü alma vakti’ sloganı ile yaptığı konuşma, bugün Sırplar için Kosova’nın kaybı ile sonuçlanmış ancak buranın kutsallaştırılması ve gurur meselesine dönüşmesi, bugünkü sorunların temelini oluşturuyor. Kosova’daki Sırplar konusu Sırbistan milli kimliği için en önemli meselelerden.”

Balkanlarda tansiyon düşmüyor; Arnavutluk da dahil oldu!

– “KOSOVA’DA ÇIKACAK ÇATIŞMA KOSOVA VE SIRBISTAN ARASINDA SINIRLI KALMAZ”

Doktor Öğretim Üyesi Tuncer, Panslavizm’in yeniden yükseldiği Soğuk Savaş döneminde çatışma süreçlerinin çözülmeyip, sadece ertelendiğine dikkati çekerek “Bugün Sırbistan ve Kosova arasındaki gerginlik hemen Soğuk Savaş sonrası Balkanlar’da yaşanan çatışma süreçlerinin çözülmesi yerine dondurulmasıyla ilgili. Bosna-Hersek ve Kosova bu anlamda çözülmüş gibi görünen ancak ertelenen problemlerle oluşturulan ulus devletler.” dedi.

Avrupa Birliği’nin (AB) Sırbistan üzerindeki Rusya etkisini kırmak için Kosova’yı tanıması şartıyla üyelik yolunu açma stratejisine değinen Tuncer, şunları kaydetti:

“AB, Kosova sorununun çözümü ve bölgedeki tansiyonun düşürülmesi için taraflar arasında 2011’de Brüksel Süreci başlattı. Bu süreç hem tansiyonun düşürülmesini hem de iki ülke arasındaki teknik ve siyasi sorunları çatışmaya dönüşmeden diplomasi masasında halledilmesini öngörüyordu. Böylece Sırbistan için AB üyeliği yolu açılacak ve bu ülkenin Batı ile ilişkileri gelişince de bölgedeki Rus etkisi biraz da olsa azalacaktı. Kosova için de yeni kurulan devletin enerjisi devlet mekanizmalarının oturtulmasına vakit kazandıracak ve belki de sürecin sonunda Sırbistan, Kosova’nın Birleşmiş Milletlere üyeliği önündeki engelini kaldıracaktı.”

Balkanlarda tansiyon düşmüyor; Arnavutluk da dahil oldu!

Tuncer, Sırbistan’ın AB üyeliği sürecinin bölgede yükselen tansiyonla tıkandığını ifade ederek “Süreç ‘plaka krizi’ olarak bilinen iki ülke araç plakalarının karşılıklı olarak tanınması ve Kosovalı Sırpların hiçbir şekilde Kosova devleti kimlik ve araç plakalarını kullanmaması kararı nedeniyle çıkmaza girdi. Bir diğer sorun ise Sırp Belediyeler Birliğinin kurulması ve Sırbistan’da yapılan seçimler için Kosova’da sandık kurulması idi. Kosova’da bütün bu sorunlar yakın geçmişe kadar var olsa da çatışma ihtimalini bugünkü gibi ortaya çıkarmamıştı.” diye konuştu.

Fatih Fuat Tuncer, Rusya’nın, Ukrayna’ya savaş açmasının ardından Sırpların doğal müttefiki Ruslara yaklaşmasının da süreci olumsuz etkilediğini vurgulayarak Rus paralı asker grubu Wagner’in Kosova-Sırbistan sınırında etkisinin arttığını ve Rusya’nın Ukrayna’ya yapılan Batı desteğine karşı Balkanlar’daki Slav kartını açmasının tüm Avrupa’yı derinden sarsabileceğini kaydetti.

Rusya’nın Balkanlar’daki Panslavist hareketleri desteklediğine işaret eden Tuncer, “Yugoslavya’nın dağılması sürecinde Sırbistan’ın izlediği Panslavist politikanın bedeli çok ağır oldu. Önce Bosna-Hersek ve Hırvatistan’da sonra da Kosova’da çok büyük katliamlar yaşandı.” ifadesini kullandı.

Tuncer, Panslavizm’in diğer Balkan ülkelerindeki aşırı milliyetçiliği tetiklediğine dikkati çekerek şu değerlendirmede bulundu:

“Kosova’da çıkacak bir çatışma süreci Kosova ve Sırbistan arasında sınırlı kalmaz. Makedonya, Karadağ ve Bosna-Hersek’i de etkiler. Hırvatistan ve Arnavutluk’un da sürece dahil olması ile Avrupa’nın ortasında yeni savaş dalgasına neden olabilir. Bu sürecin ortaya çıkması için bugünkü Sırbistan yönetiminin çok istekli olduğunu söyleyemeyiz ancak Kosova konusundaki sıkışmışlık hissi Rusya’nın da desteği ile Panslavizm’i canlandırabilir.”

– “SIRBİSTAN, KOSOVA’YI KENDİ TOPRAĞI OLARAK GÖRÜYOR”

Gazeteci Delic, Sırbistan’ın, Kosova’yı kendi toprağı olarak gördüğünü belirterek nesiller boyu Sırp entelektüeller tarafından oluşturulan mitlerin, bölgedeki tansiyonun yükselmesine neden olduğunu söyledi.

Delic “Sırplar, nesiller boyu oluşturulan mitler nedeniyle Kosova’nın ayrı bir devlet olduğu gerçeği ile yüzleşemiyor.” dedi.

Sırpların, Kosova devletini temsil eden tescil işaretlerini kabul etmediklerini dile getiren Delic, Kosova’nın mütekabiliyet esasına göre Sırbistan’a karşı aldığı önlemler nedeniyle iki ülke arasındaki tansiyonunun yükseldiğini kaydetti.

Balkanlarda tansiyon düşmüyor; Arnavutluk da dahil oldu!

Delic, Sırbistan tarafından Kosova’nın kuzeyinde çatışma çıkarıldığını ifade ederek Sırp milliyetçilerinin halk efsanelerine çok inandığını ve tarihi konuları simgeleştirerek bölgede hak iddia ettiklerini aktardı.

Kosova Savaşı’nın Sırp milliyetçiliğinin temelini oluşturduğunu anlatan Delic, “Sırp milliyetçileri ırklarının Kosova’da var edildiğine inanıyor. Kosova’nın bu yüzden kendilerine vadedildiğini düşünüyor. Bazı Sırp entelektüeller de bu ırkçı miti parlatıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Delic, Sırp milliyetçiliğinin diğer Balkan milletlerine “üstten baktığını” ve ayrımcılık uyguladığını vurgulayarak Sırpların nüfuz alanlarında olan Karadağ, Kosova, Bosna Hersek ve Kuzey Makedonya’da kitleleri hareketlendirdiğini belirtti.

Delic, yüzyıllardır artarak devam eden Sırp milliyetçiliğinin bitmeyeceğini belirterek Balkanlar’da neredeyse her 50 yılda savaş çıktığına dikkati çekti.

Balkanlarda tansiyon düşmüyor; Arnavutluk da dahil oldu!

– KOSOVA-SIRBISTAN GERGİNLİĞİ

Eski Sırp polis memuru Dejan Pantic’in gözaltına alınmasının ardından, Kosova ile Sırbistan arasındaki tansiyon yükselmişti.

Pantic’in gözaltına alınmasına tepki gösteren Kosovalı Sırplar, 10 Aralık’tan bu yana Jarinje ve Bernjak sınır geçişlerine kurdukları barikatlarda nöbet tutuyor.

AB, NATO ve ABD, Kosova’nın kuzeyindeki gerginliğin düşürülmesi ve barikatların kaldırılması çağrısı yapmış; Sırbistan, NATO’nun Kosova Barış Gücüne (KFOR) Sırp ordusu ve polisinin Kosova’nın kuzeyinde konuşlandırılması için talepte bulunmuştu.

Sırbistan, 2008’de tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova’yı kendi toprağı olarak görüyor.

Belirli aralıklarla karşı karşıya gelen Sırbistan ve Kosova, AB arabuluculuğunda 2011’de başlatılan Belgrad-Priştine Diyalog Süreci kapsamında ilişkilerin normalleşmesi ve nihayetinde iki ülkenin birbirini tanıması için ortak bir yol bulmaya çalışıyor.​​​