MHP Genel Başkanı Bahçeli, AYM’nin HDP’nin Hazine yardımı hesabına bloke konulması kararını kaldırmasına ilişkin, “Yürek burkan, hukuk skandalı olarak anılacak bir karardır.” açıklamasında bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) HDP’ye hazine yardımı kararına tepki göstererek, “AYM’nin, HDP ile ilgili aldığı karar gafilliktir. AYM, oy çokluğuyla karar almış ve yine safını belli etmiştir. Bu mahkeme söz konusu blokeyi kaldırmış HDP’ye hazinenin kasasını açmıştır. Bu, yürek burkan hukuk skandalı olarak anılacak bir karardır” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, genel merkezde partisinin Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ve milletvekilleri ortak toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Bahçeli, MHP ve Cumhur İttifakı’nın 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine tam olarak hazır olduğunu belirterek, “Bizim başarımız demek, ‘mazlumların umudu’ demektir. Bizim başarımız, ülkemizin yükselişi demektir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı milli bağımsızlık gücü, varoluşumuzun güvencesi, milli birlik ve kardeşliğimizin güvencesidir. Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi, Türkiye’nin gücüne güç eklemiştir. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli ikiz deprem ülkemize son bir asrın en büyük felaketini yaşatmıştır, acılarımız çok büyük olsa da bu acıları iyileştirecek milli ve manevi dayanışma, göz kamaştıran gönül seferberliği eşliğinde kuvvetten fiile geçmiştir. Felaketin ağır enkazı karşısında Türkiye, Türk milleti tek ses, tek bilek haline gelmiştir. Depremin ilk anından itibaren devlet tüm gücüyle bölgeye intikal etmiş, kanayan yaraların sarılması, çökmüş binaların altında kalan kardeşlerimizin kurtarılması amacıyla geceli gündüzlü bir mücadele başlamış, kısa süre içinde de sonuçlar alınmıştır” diye konuştu.
‘FELAKETİN GÖLGESİNDE YAPILACAK SEÇİM İÇİN GERİ SAYIM BAŞLAMIŞTIR’
Bahçeli, Türkiye’nin huzurlu geleceğinin, bundan sonraki yol haritası, altyapı yatırımlarının, hizmet siyasetinin devamlılığının 14 Mayıs seçimlerine yakından bağlı olduğunu kaydederek “Felaketin gölgesinde yapılacak bir seçim için geri sayım başlamıştır. Bir an evvel seçimleri yapıp ülkemizin ana sorunlarının çözülmesine, yeniden inşa edilmeyi bekleyen deprem bölgesine kilitlenmek asıl gayemiz. Türkiye’nin kaybedecek bir saniyesi bile yoktur. Gecikmeye, oyalanmaya, ağırdan almaya hakkımız yok. Bizim derdimiz Türkiye’mizin kısa sürede derlenip toparlanmasıdır. Bizim meselemiz milletimizin beklentilerini karşılamaktır. 14 Mayıs seçimlerinin ülkemize, milletimize ve demokrasimize hayırlı olmasını diliyorum. Yaşadığımız acılar sebebiyle seçim kampanya döneminin sakin, sabırlı, anlayışlı, sağduyulu, kutuplaşmadan uzak, demokratik nezaketle, projelerin rekabeti ile geçmesi başlıca dileğimizdir. Milliyetçi Hareket Partisi buna hazırdır, siyasi muhataplarımıza çağrımız da bu yöndedir” dedi.
‘HAZİNE YARIMI DEPREM BÖLGESİNE’ ÖNERİSİ
Bahçeli, barajı aşan siyasi partilere her yıl hazineden ödenmek üzere o yılki genel bütçe gelirlerinden ödenek belirlendiğini hatırlatarak, “Bu ödenek hazine yardımı yapılacak siyasi partiler arasında, bu partilerin genel seçim sonrasında Yüksek Seçim Kurulu’nca ilan edilen toplam geçerli oy sayıları ile orantılı bölüştürülmek suretiyle her yıl ödenmektedir. Bu ödemelerin o yılki genel bütçe kanununun yürürlüğe girmesini takiben 10 gün içinde tamamlanması da zorunludur. Milletvekili genel seçimlerinde toplam geçerli oyların yüzde 3’ünden fazlasını alan siyasi partilere de hazine yardımı yapılması söz konusudur. Bu yardımdan faydalanabilecek siyasi partilere milletvekili genel seçiminin yapılacağı yıl 3 katı, mahalli idareler seçim yılı için de 2 katı olarak ödeme yapılmaktadır. Geldiğimiz bu aşamada bizim teklifimiz şudur; 14 Mayıs 2023’te yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri için siyasi partilere ödenen 3 kat fazla ödeneğin doğrudan depremden etkilenen 11 ilimize ve depremzede vatandaşlarımıza aktarılması mutlak surette düşünülmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi böyle bir feragate gönüllüdür ve hazine yardımı alan diğer siyasi partilerden de aynı hassasiyeti ümit etmektedir. Her yıl ödenen hazine yardımının 3 katı düzeyindeki kısmından mağdur kardeşlerimiz adına vazgeçmeye varız ve herkesi duyarlı olmaya davet ediyoruz” diye konuştu.
‘AYM, HDP’YE HAZİNENİN KASASINI AÇMIŞTIR’
Bahçeli, AYM’nin HDP’nin hazine yardımı ödenen hesaplarına geçici bloke konulmasına dair kararı kaldırmasına ilişkin, “AYM’nin HDP ile ilgili aldığı karar gafilliktir. AYM oy çokluğuyla karar almış ve yine safını belli etmiştir. HDP’nin kapatılması istemiyle AYM nezdinde açılan dava devam ediyorken terör ve bölücülük yatağının alacağı yardıma bloke konmuştu. Bu mahkeme söz konusu blokeyi kaldırmış, HDP’ye hazinenin kasasını açmıştır. Bu, yürek burkan hukuk skandalı olarak anılacak bir karardır. Bu karara oy veren mahkeme üyeleri vicdanlarının sesi değil ihanetin sesini dinlemiştir. Hukukun siyasileştiğini iddia eden, gürültü kirliliği yapan müfterilerin hiçbir eleştirisi duyulmamıştır. İşlerine geldi mi ‘adalet’ derler, gelmedi mi adaletin rafa kaldırıldığını iddia edecek kadar ikiyüzlüdürler” dedi.
‘AYM, TÜRK MİLLETİNİN MAHKEMESİ DEĞİLDİR’
Bahçeli, seçimden sonra Cumhur İttifakı’nın yegane hedeflerinden birinin yeni anayasa olduğunu belirterek, “AYM’nin kuruluş ve yargılama esasları kökten değiştirilmeli, hainlere zeytin dalı uzatan kahredici mevcut yapısı bütünüyle tasfiye edilmelidir. AYM, Türk milletinin mahkemesi değildir. Teröristlere hazine yardımını açan melanet olarak algılıyoruz. HDP kendi cumhurbaşkanı adayını çıkarmayı hedefliyorsa AYM başkanı arayıp da bulamayacakları özelliklere sahiptir. AYM’nin bölücü terör örgütünün arka bahçesi olması hukuk katlidir. Buna göz yumamayız. Böylesi alçalmayı sineye çekemeyiz. Şehitlerin kemiklerini sızlatan, kahramanlarımızı incitip yok sayan mahkemeyi biz de yok sayarız. Suçlunun masum kabul edilip, masumların suçlandığı Türkiye olamaz. Cumhur İttifakı böylesi kepazeliğe müsaade etmeyecektir. Teröristi aklayan mahkeme yapısına sonuna kadar karşı çıktık. Türk adaletine verilen zararı cübbe giyip karar açıklayan üyeleri nasıl tamir edecektir? Kandil’den 3-5 terörist olsaydı aynı karar aynı şekilde çıkmayacak mıydı? Bu soruların cevabını AYM üyeleri değil aziz milletimiz 14 Mayıs’ta verecek ve hesabını soracaktır” diye konuştu.
‘ADAYIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR’
MHP lideri Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın attığı her adım ile daha umutlu, daha huzurlu, daha güvenli bir Türkiye döneminin başladığını belirterek, “Bizim siyasetimiz korkaklara karşı cesurların direncidir. 14 Mayıs 2023 tarihinde hem 13’üncü cumhurbaşkanını seçeceğiz hem de 28’inci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni belirleyeceğiz. Bizim adayımız belli, kararımız nettir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan‘dır. Birinci hedefimiz Sayın Cumhurbaşkanı’mızın, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ikinci döneminde de çok yüksek bir oy oranıyla seçilmesi, başarılı çalışmalarına ara vermeden devam etmesidir. İkinci hedefimiz, Milliyetçi Hareket Partisi’nin milletvekili sayısıyla siyasal destek seviyesini ençoklaştırmak, yıllardır layık olduğumuz hakkımızı milli iradenin oluruyla almaktır. Nihai arzumuz, Cumhur İttifakı’nın TBMM’de çok güçlü bir temsil imkanına kavuşmasıdır. Türkiye’mize geniş katılımlı, kapsayıcı, demokratik nitelikli, milletimizin özlemlerini yansıtan, devlet ve millet dengesini titizlikle kuran bir anayasa kazandırabilmek için Cumhur İttifakı olarak TBMM’de nitelikli çoğunluğa ulaşmamız mecburiyet, parlak bir gelecek için de mükellefiyettir. Bunu milletimizle birlikte yapacağız, elbette başaracağız” dedi.
‘MİLLET NE DİYORSA KILDAN İNCEDİR’
Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’nin 1’inci 5 yıllık döneminin muazzam icraat ve atılımların hayalden gerçeğe dönüşmesine sahne olduğunu söyleyerek, “Türkiye aradığı demokratik enerjiyi bu yeni sistemde bulmuştur. Türk milleti tarihiyle kültürüyle kimliğiyle sosyolojisiyle uyumlu muazzam bir yönetim sistemini tercih etmiş, Türkiye Cumhuriyeti geçmişle geleceği buluşturan dinamik bir etaba geçmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, ‘tek adam yönetimi’ diyenler yalancıdır, yıkım failleridir, yozlaşmış zihniyetlerdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ‘istibdat’, ‘şahsım rejimi’ diyenler; utanmadan, sıkılmadan diktatörlük lekesi sürenler damgalı müfteridir. Türkiye, siyasi müflislerin havsalasının dahi alamayacağı bir seviyeye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle tırmanmıştır. Hakikat gün gibi ortadadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni hazırlayan Cumhur İttifakı, kabul edip onaylayan aziz Türk milletidir. Millet ne diyorsa boynumuz kıldan incedir. Milletin seçimini karalayanlar demokrasiyi ağızlarına alamaz, adaleti diline dolayamaz, ahlaktan da bahsedemez. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte ülkemiz dış politikada altın yıllarını yaşamaya başlamıştır. Siyasi ve ekonomik ablukalar birer birer kırılmıştır. Orta Doğu’da, Uzak Doğu’da, Kafkaslar’da, Orta Asya’da, Afrika’da, Balkanlar’da, Ege ve Doğu Akdeniz’de söz geçiren, söz dinleten, egemenlik haklarından bir milim taviz vermeyen bir Türkiye gerçeği ortaya çıkmıştır” diye konuştu.