Sudan’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) arasındaki savaş yeni bir evreye girerken, Kuzey Kordofan hattında tansiyon hızla yükseliyor
Sudan ordusunun Dankoj bölgesinde kontrolü yeniden sağlamasının ardından, bölgedeki sivillere terör estiren Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF)’ye bağlı yaklaşık 200 askeri araç ve savaş aracının Kordofan’ın farklı noktalarına sevk edildiği bildirildi.
Bölgedeki saha kaynaklarına göre RSF unsurları, Merah, Kacmir, Humrat el-Vez ve Humrat eş-Şeyh bölgelerine yoğun şekilde konuşlandırıldı. Sevkiyatın yalnızca araçlarla sınırlı olmadığı, güçlerin hava savunma sistemleri ve çeşitli ağır silahlarla takviye edildiği aktarıldı.
Askerî hareketlilik, bölgede yaşayan siviller arasında büyük endişeye sebep oldu. Yerel kaynaklar ve saha muhabirlerinin aktardığına göre, bazı köylerde aileler evlerini terk etmeye başladı. Olası çatışmaların hem güvenlik hem de insani koşulları daha da kötüleştirmesinden korkan halk, geçici göç yollarına yöneliyor.
Son gelişmeler, RSF’nin El-Ubeyd’in kuzeyinde bulunan Dankoj ve Umm Sut bölgelerine düzenlediği saldırıların ardından yaşandı. Sudan ordusu ise bu ilerlemeyi durdurmak amacıyla insansız hava araçlarıyla HDG mevzilerini hedef aldı. Çatışmaların şiddeti artarken, cephe hattının giderek genişlediği gözleniyor.
Güney Kordofan’da kuşatma
Terörist RSF, son haftalarda Güney Kordofan’da da önemli kazanımlar elde etti. Ayrıca RSF ile müttefik olan Abdülaziz el-Hilu kanadındaki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi, eyaletin büyük bölümünü kontrol altına almış durumda. Başkent Kadugli ve Dilling dâhil birçok şehir fiilen kuşatma altında bulunuyor.
Geçtiğimiz ekim ayında El-Faşir’in düşmesiyle Darfur’daki son ordu kalesinin de kaybedilmesinin ardından, RSF petrol açısından zengin Kordofan bölgesinde doğuya doğru hızla yayıldı. Üç eyalete bölünmüş olan Kordofan, yalnızca doğal kaynaklarıyla değil, ülkenin kuzeyi, doğusu, merkezi ve Darfur arasında kritik bir askerî ve lojistik geçiş hattı olmasıyla da stratejik önem taşıyor.
Uzmanlara göre, Kordofan’daki denge değişirse, savaşın seyri ülke genelinde köklü biçimde etkilenebilir.
Siyasi cephede boşa çabalar
Askerî gerilim tırmanırken, diplomatik alanda da yeni bir hamle geldi. Sudan Başbakanı Kamil İdris, bu hafta BM Güvenlik Konseyi’ne “Sudan Barış Girişimi” başlıklı bir plan sundu. Girişim, RSF’nin işgal ettiği tüm bölgelerden çekilmesini, buna paralel olarak BM, Afrika Birliği ve Arap Birliği gözetiminde ateşkes ilan edilmesini öngörüyor.
Plan ayrıca, ülkenin gelecekte nasıl yönetileceğine dair kapsayıcı bir ulusal diyalog başlatılmasını ve ardından uluslararası denetim altında özgür seçimlere gidilmesini hedefliyor.
İdris, ABD Başkanı Donald Trump, ABD’nin Sudan Özel Temsilcisi Mesad Boulos, Suudi Arabistan Veliaht Prensi bin Selman ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’ye çatışmaların sona erdirilmesine yönelik çabalarından dolayı teşekkür etti.
Arabuluculuk devrede
Bir süredir askıya alınan ve ABD, Mısır, Suudi Arabistan ile sivil katliamlarının baş finansörü BAE’den oluşan “uluslararası dörtlü” girişimi, kasım ayında yeniden canlandırıldı. Bu süreçte Trump’ın, Veliaht Prens bin Selman ile yaptığı görüşmede Sudan savaşını bitirme sözü vermesi, diplomatik trafiği yeniden hızlandırdı.
Sudan’da aylardır süren savaş, on binlerce insanın hayatını kaybetmesine, milyonlarca kişinin yerinden edilmesine yol açtı. Birleşmiş Milletler, Sudan’daki tabloyu “dünyanın en ağır insani krizi” olarak tanımlıyor.
Kordofan’daki son askerî yığınak ise, bu krizin daha da derinleşebileceği yönündeki endişeleri artırıyor.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.