Gazze’nin kayıp çocukluğu; gün görmeden solan kısacık bir hayat..

Gazze’nin güneyinde Han Yunus’ta, işgalci İsrail’in aralıksız bombardımanları arasında dünyaya gelen Filistinli bebek Mudallalah el-Amwasi, yalnızca bir hafta yaşayabildi. Doğduğu andan itibaren küvezde yaşam savaşı veren minik beden, henüz nefesini doyasıya alamadan Rabbine kavuştu.

Annesi, bombardıman sesleri, barut kokuları ve havaya karışan zehirli gazların ortasında ağır bir stresin etkisiyle erken doğuma sürüklendi. Gazze’de sağlık altyapısı çökmüşken, bebek Mudallalah’ın yaşam ipi de koparıldı. Onun ölümü, rahimlerin ve daha doğmamış hayatların dahi işgalcilerin ölüm menzilinde olduğunu gösterdi.

Minik Mudallalah, Gazze’de çocuk olmanın imkânsızlığını, bebeklerin dahi işgalin karanlık gölgesinden kaçamadığını dünyaya haykırıyorken “çocuk hakları” safsatalarının ne denli bomboş bir söylem olduğunu ispatlıyor. 

Onun kısacık ömrü, dünyanın utanç verici sessizliğiyle onayladığı iğrenç suçların tezahürü. Bombalarla parçalanan her bedende, her enkazın altında kalan çocukta ve küvezde hayata tutunamadan solan bedenlerde aynı gerçek yankılanıyor: Gazze’de hayat, doğmadan önce hedef alınıyor, Siyonist katliam doğmamış bedenlere isabet ediyor.

Mudallalah’ın hikâyesi, Filistinli çocukların kanla yazılmış sessiz tanıklığının acı bir halkası olarak hafızalara kazınıyor..

Kaynak: Mira Haber