image 2025 09 02 08 37 16

“Sakat bırakma” politikası, Gazzelileri nasıl ölümden kaçamaz hale getiriyor?

Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana yaşananlar, uzmanlar tarafından “sanitascide” yani sağlık katliamı olarak tanımlanıyor. İsrail, bir yandan sivilleri sakat bırakırken, diğer yandan yaşamı ayakta tutan sağlık ve altyapıyı da hedef alıyor.

BM’nin Filistin için insani yardım koordinatörü Sigrid Kaag’ın raporuna göre, İsrail saldırıları sonucunda bir yıl dolmadan 22 binden fazla kişi kalıcı yaralanmalara maruz kaldı. BM Filistin Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini ise Gazze’de bir “sakatlık pandemisi” yaşandığını, binlerce kişinin kol-bacak amputasyonu, omurilik hasarı, ağır yanık ve beyin travmalarıyla yaşamaya mahkûm edildiğini bildirdi.

Kalıcı sakatlığa mahkum olmak

İsrail’in yürüttüğü bu politika sadece bireysel sakatlık üretmiyor, aynı zamanda Gazze toplumunu topyekûn işlevsiz hale getirmeyi amaçlıyor. İsrail’in sistematik ablukaları sonucu protezler, tedavi cihazları ve tıbbi malzemelerin girişine uzun süredir izin verilmiyor. Bu nedenle yaralıların büyük bölümü “kalıcı yaralı” konumuna düşüyor.

Bunun bir gereği olarak İsrail’in saldırdığı bölgelerde yaşayan siviller, geçirdikleri ampütasyon ve çeşitli operasyonlar sebebiyle bölgeden başkasının yardımı olmadan uzaklaşamıyor. Nitekim tekerlekli sandalye veya koltuk değnekleri, binlerce ampütenin bulunduğu Gazze’de ya çok pahalı, – ya da bulunmuyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı, Nisan 2024’te yaptığı açıklamada 496 sağlık çalışanının öldürüldüğünü, 1.500’ünün yaralandığını, 155 sağlık tesisinin tahrip edildiğini ve 32 hastanenin tamamen hizmet dışı bırakıldığını duyurdu. Ayrıca 300’den fazla sağlık personelinin İsrail güçleri tarafından alıkonulduğu bildirildi.

Hastaneler hedefte

İsrail ordusu, hastaneleri ve ambulansları “meşru hedef” olarak gördüğünü ifade eden bir paylaşımı daha sonra silse de, sağlık altyapısına yönelik saldırılar devam etti. Yazar, İsrail’in hastaneleri adeta “idam alanına” dönüştürdüğünü belirtiyor.

Çocuklar ise bu tablo içinde en ağır bedeli ödüyor. UNICEF verilerine göre, ilk üç ayda binin üzerinde çocuk uzuv kaybı yaşadı; günde ortalama 10 çocuğun bacağını veya kolunu kaybettiği aktarılıyor. Böylece Gazze, modern tarihteki en büyük çocuk ampute nüfusuna sahip hale geldi.

Abluka ve bombardıman nedeniyle temel gıda ve ilaçların engellenmesi, toplumun bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Hepatit, menenjit ve çocuk felci vakaları artarken, kronik hastalar tedaviye erişemiyor. Özellikle engelliler, elektrik kesintisi yüzünden tekerlekli sandalyelerini kullanamıyor, yüksek katlı binalardan tahliye edilemiyor.

Hem bedensel engellerle yaşayan “çifte sakat” bu insanlar, hem de sağlık ve bakım altyapısının yok edilmesiyle ikinci kez engellenmiş oluyor.

Sonuç olarak, Gazze’de yaralanan sivillerin iyileşmesine izin verilmediği, “işlevsel engelli” olma imkânlarının dahi engellendiği, bunun yerine doğrudan ölüme sürüklendikleri görmezden gelinemeyen bir gerçek. İsrail, bu yöntemle Filistinlilerin kimliğini ortadan kaldırmakla kalmıyor, nesiller boyu sürecek bir hastalık ve travma genine zemin hazırlıyor.

Kaynak: Mira Haber, MEE

Bir Cevap Yazın