Muhaysini: “Şara Süveyda’da çok akıllı adımlar attı”

Suriye direnişinin önde gelen isimlerinden Suudi asıllı Suriyeli muhacir Dr. Abdullah Muhaysini, ülkedeki son gelişmeler üzerine yaptığı açıklamada, Dürziler ile devlet arasında yaşanan gerilimin basit bir anlaşmazlık olmadığını, bunun arkasında daha büyük bir tuzak yattığını dile getirdi. Ancak sahada yaşanan gerçekler, bu açıklamaların tek taraflı yorumlarla sınırlı kaldığını gösteriyor.

Muhaysini, “Bu savaş Dürziler ile devlet arasında değil. Asıl amaç, Dürzilerin Suriye devletini İsrail ile doğrudan bir çatışmaya sürüklemesi” diyerek, devletin bu oyuna düşmediğini ve süreci akıllıca yönettiğini ifade etti. Ancak sahada yaşananlar, bu ‘akıllı yönetim’ tanımını sorgulatıyor.

Çünkü tam da bu süreçte, Dürzilerin taleplerini karşılamak adına Süveyda ve çevresindeki Bedevi aşiretleri yerlerinden edildi, güvenlik gerekçesiyle köylerinden çıkmaya zorlandılar. Bu insanlar, Suriye çölünün derinliklerine sürülürken, bazı bölgelerde kadın ve çocuklar dahil olmak üzere Sünni halkın hedef alındı ve acımasızca katledildi.

Muhaysini’nin işaret ettiği gibi, dışarıdan bakıldığında durum karmaşık görünüyor. Ancak içeride, devletin yumuşak adımları, esasen bir tarafı tatmin ederken diğer tarafın canını yakıyor. Bu da “kimin için akıllı, kimin için felaket” sorusunu gündeme getiriyor.

Suriye’de devletin bir süredir “denge” politikası adı altında yürüttüğü uygulamaların, bazen sadece güçlü aşiretler ya da belirli dini gruplar lehine sonuçlandığı yönündeki eleştiriler giderek artıyor. Hükümetin, bir yandan uluslararası müdahaleleri engellemek isterken, öte yandan kendi halkının bir kesimini görmezden gelmesi, bir iç barış projesinden çok, bir geçici çözüm stratejisini andırıyor.

Muhaysini, açıklamasının sonunda halkı birlik olmaya çağırıyor. Ancak bu birlik çağrısının anlamlı olabilmesi için önce mağdur edilenlerin sesi duyulmalı, haksızlığa uğrayanların onuru iade edilmeli. Aksi halde bu tür çağrılar, sadece bir kesimin çıkarını koruyan söylemlere dönüşür.

Neticede, yeni rejimin savaş istemediği doğru. Ama barış da yalnızca bazı topluluklar için inşa edilirse, o zaman o barış değil, yeni bir çatışmanın habercisidir.

Kaynak: Mira Haber