969002 1.jpeg

Şara: ‘Dürziler suçlanamaz’ dedi; peki bu kanın hesabını kim verecek?

Suriye’nin güneyindeki Süveyda vilayetinde yaşananlar, artık sadece yerel bir çatışma değil; Suriye halkının sinir uçlarına dokunan, ümmetin bağrına saplanmış yeni bir hançerdir. Aylardır devam eden gerilim, geçtiğimiz hafta tam anlamıyla bir mezhepçi etnik temizlik kampanyasına dönüştü.

Dürzi silahlı gruplar, İsrail destekli milislerle birlikte Sünni köylere saldırarak onlarca kadını, çocuğu, yaşlıyı katletti. Evler yakıldı, camiler harap edildi, cesetler teşhir edildi. Bazı bölgelerde esir alınanların kafaları kesilerek videolar servis edildi. Bu, sadece bir çatışma değil; bu İslam düşmanlığının ayan beyan sahaya sürülmesidir.

Suriye Geçici Başkanı Ahmed eş‑Şaraa’nın yaptığı açıklamalar ise, fiili gerçeklik karşısında boşlukta yankılanan diplomatik ezberlerden ibaret kaldı. “Mezhep savaşları çıkarmak isteyenlere karşıyız” diyerek her kesimi yatıştırmaya çalışan Eş‑Şaraa, katliama uğrayan Sünni sivillerin acısını anmak yerine, tarafsızlık kisvesiyle Dürzileri aklamayı tercih etti. “Tüm Dürzileri birkaç kişiyle yargılamayalım” diyerek, vahşeti organize eden milislerin arkasındaki siyasi, mezhepsel ve dış bağlantıları görünmez kılmaya çalıştı. Bu tavır, acizane bir çağrıdan öte, devletin mezhepçi yapılar karşısındaki çaresizliğini, hatta sinsice rızasını ortaya koymaktadır.

Unutulmamalıdır ki bu katliamda İsrail sadece destekleyici değil, yönlendirici bir aktördür. Hem sahadaki Dürzi unsurları silahlandırarak hem de Suriye ordusunun Süveyda’ya yönelik müdahalesine hava saldırılarıyla karşılık vererek, çatışmanın yönünü belirleyen bizzat Tel Aviv’dir. İsrail bu politikayla hem Suriye’nin güneyinde yeni bir kanton oluşturmayı, hem de ümmetin son kalelerini birbirine düşürmeyi hedeflemektedir.

Kaynak: Mira Haber 

Bir Cevap Yazın