İnsanlık dışı itiraf: “Yardım bekleyenleri öldürmek Squid Game gibiydi!”

İsrail Ordusundan Kan Donduran İtiraflar: Gazze’de Sivillere Ateş Açmak “Squid Game” Gibi Görülüyor

İsrail merkezli Haaretz gazetesine konuşan İsrailli askerlerin açıklamaları, Gazze’de yaşanan insanlık dramının artık sistematik bir katliam halini aldığını bir kez daha gözler önüne serdi. Gazze Şeridi’nde, silahsız sivillere yardım beklerken ateş açılması emrinin sıradan bir görev değil, adeta bir “eğlence” haline getirildiği ortaya çıktı.

İnsanlıktan çıkmış askerler, sivil hedeflere yönelik ateş açma talimatlarını, Netflix’in ünlü dizisi “Squid Game”deki ölümcül “yeşil ışık-kırmızı ışık” oyununa benzeterek, her gün 1 ila 5 sivilin kasıtlı olarak hedef alındığını itiraf etti. Bu itiraflar, Gazze’nin artık bir savaş alanından öteye geçip bir “avlanma sahasına” çevrildiğini gösteriyor.

Sivillere Ağır Silahlarla Ateş: Gazze Artık Bir Ölüm Tarlası!

İfadelere göre işgal ordusu, protestocu ya da yardım bekleyen sivillere karşı, makineli tüfek, havan topu ve bomba atar gibi ağır silahlarla saldırıyor. Bir asker açıkça, “Burası artık bir ölüm tarlası” sözleriyle durumu özetledi.

Daha da vahimi, bu öldürme emirlerinin bazı birlikler arasında bir mizah unsuru haline getirildiği ve “salamura balık” kod adıyla anıldığı iddiası. Bu ifadeler, insan hayatına karşı duyarsızlığın ordu içinde nasıl sıradanlaştığını ve suçların normalleştirildiğini gözler önüne seriyor.

Üst Kademe Komutanlardan Savaş Suçu Emirleri

İddialar yalnızca alt kademedeki askerlerle sınırlı değil. Gazeteye göre, Tümen Komutanı Yehuda Vach yardım dağıtım noktalarının ve Türk-Filistinli Dostluk Hastanesi’nin doğrudan vurulması emrini verdi. Keskin nişancı ve topçu birliklerine sivilleri hedef almaları için özel emirler verildiği, bu emirlere uyan özel güvenlik şirketlerine ise yıkılan her ev için 1500 dolar ödeme yapıldığı ifade edildi.

İsrail’in Savaş Suçlarını Örtme Politikası

Uluslararası kamuoyu tepkisi üzerine İsrail ordusu göstermelik bir soruşturma başlatmış olsa da, ordu sözcüsü olayları “münferit” vakalar olarak nitelemekten öteye geçemedi. Oysa askeri soruşturma yetkilileri, uygulamaların sistematik, emir-komuta zinciri içinde gerçekleştiğini ve savaş hukukunun açık ihlali olduğunu kabul etti.

Disiplin cezası dahi verilmeyen saldırılar, komutanların “sorgulanmaktan rahatsız” olduğu bir ortamda gerçekleşiyor. Savaş suçlarına karşı en küçük bir hesap verme iradesi dahi gösterilmezken, İsrail Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı birliklerin sivillere ateş açtığı yönündeki tanık ifadeleri ise resmi düzeyde doğrulanmış durumda.

Kaynak: Mira Haber