Geçtiğimiz günlerde Suriye’de kiliseye yönelik saldırının ardından yapılan taziye ziyareti sırasında bir direnişçi papaz karşısında adeta el pençe divan durdu. Direnişçi ile papaz arasında geçen diyalog, geniş çapta tartışmalara yol açtı.
Tanıkların aktardığına göre, saldırıdan sonra gerçekleşen görüşmede direnişçi, papaza hitaben şu ifadeleri kullandı:
“Biz de birçok şehit verdik.”
Papazın cevabı ise şu şekilde oldu:
“Siz yirmi oğul getiriyorsunuz… Biz bir ya da iki.”
Bu diyalog, özellikle sosyal medyada yankı uyandırırdı..Direnişçi kesim bu yaklaşımı eleştirerek söz konusu ifadenin, direnişin ideolojik çizgisiyle çeliştiğini savundu.
“Kimi ikna etmeye çalışıyoruz?”
Eleştirilerin odak noktası, direnişçilerin Hristiyan din adamlarıyla acıları eşitleyen bir dil kullanmasıydı. Bazı yorumcular, Hristiyanlığın İslami bakışa göre sapkın bir akideye sahip olduğunu, bu nedenle “şehitlik” gibi İslami bir makamın bu tür kıyaslamalara konu edilmemesi gerektiğini ifade etti.
İslami hassasiyet taşıyan çevreler tarafından yapılan açıklamalarda şu görüşler öne çıktı:
“Şehitlik, sadece ölü sayısıyla değil, uğruna can verilen dava ile anlam kazanır. Allah’a oğul isnad eden bir inancın mensuplarına hitaben ‘biz de şehit verdik’ demek, hak-batıl sınırını bulanıklaştırmaktır.”
“Kafirler sizin dininize dönmedikçe sizden razı olmazlar. (Bakara, 120) Bu ayet ortadayken, bir direnişçinin bir papaza kendini anlatma çabası akidevi zafiyettir.”
Ayrıca bu tarz açıklamaların, direnişin fıtratını sulandırabileceği, İslami çizgiyi bulanıklaştırabileceği ve Batı eksenli “ortak insanlık acısı” söylemiyle direnişin meşruiyetini zaafa uğratabileceği dile getirildi.
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.