image 2025 05 13 23 59 25

Trump, yaptırımlara karşılık Şara’dan ne aldı?

Suudi Arabistan’a resmi ziyarette bulunan ABD Başkanı Donald Trump, Riyad’da düzenlenen bölgesel ekonomik forumda yaptığı konuşmada, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılacağını açıkladı. Açıklama, iç savaşın enkazı altında kalan ve uluslararası sistemde yıllardır izole edilen Şam rejimi için kritik bir dönüm noktası olarak yorumlanıyor.

On yılı aşkın süredir devam eden iç savaş, Suriye’nin altyapısını ve ekonomisini adeta çökertmiş durumda. Ülkenin başına geçen Ahmed el-Şaraa, göreve geldiği ilk günden bu yana dış politikada yeni bir sayfa açma hedefiyle hareket etti. Özellikle Körfez ülkeleriyle ilişkilerin normalleşmesi ve Batı’yla diyaloğun kurulması, yeni yönetimin öncelikleri arasında ilk sırada yer aldı.

Bu bağlamda, Avrupa Birliği ve ABD ile yürütülen müzakerelerin merkezinde, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması talebi bulunuyordu. Trump’ın Riyad’daki açıklaması, bu çabaların karşılık bulduğunu gösterdi. Karar, başkent Şam başta olmak üzere birçok şehirde sokak kutlamalarıyla karşılandı.

Ancak Washington’un bu hamleye karşılık Şam yönetiminden ne tür tavizler aldığı, uluslararası gözlemcilerin ve bölge uzmanlarının gündemine girdi.

Yaptırımların Kaldırılmasına karşı ABD ne aldı?

ABD kaynaklarına göre, yaptırımların kaldırılmasının temelinde bir dizi stratejik koşul yer alıyor. Şam yönetimi, bu koşulları büyük ölçüde kabul etmiş durumda.

IŞİD’le mücadele ilk sırada!

IŞİD’e karşı aktif mücadele; Suriye’nin, hem kendi topraklarında hem de Irak sınırında kalan IŞİD mensubu silahlı unsurlara karşı daha sert adımlar atması isteniyor. Bu, ABD’nin sözde bölgesel güvenlik politikalarının olmazsa olmazı olarak görülüyor.

Golan Tepeleri konusunun dondurulması; Şam yönetimi, işgalci Siyonistlerin 1981’de hukuksuzca ilhak ettiği Golan Tepeleri üzerindeki hak iddiasından resmen vazgeçmese de, bu konunun diplomatik ajandadan çıkarılması ve BM nezdinde bastırılmaması konusunda ABD ile mutabakata vardı.

İsrail ile normalleşme adımları

Suriye’nin, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn gibi ülkelerin imzaladığı İbrahim Anlaşmalarına benzer bir süreçle Gazzeli bebeklerin katili, savaş suçlusu İsrail ile diplomatik ilişkileri başlatması gündemde. Bu skandal gerçek, Şam’ın Arap dünyasına tam dönüşünün de ön koşulu olarak değerlendiriliyor.

Dini ve etnik azınlıkların korunması; özellikle Hristiyan, Dürzi ve Kürt toplulukların temel hak ve güvenliklerinin garanti altına alınması, bu grupların hamiliğine soyunan Batılı ülkelerin temel beklentileri arasında yer alıyor.

Yeni Bir Ortadoğu Dizaynı mı?

Ortadoğu uzmanları, bu gelişmeyi sadece Suriye bağlamında değil, daha geniş çaplı bir bölgesel yeniden yapılanma stratejisinin parçası olarak yorumluyor. Washington’un, Arap dünyasını hem İsrail ile barıştırma hem de İran etkisini sınırlama hedefi doğrultusunda Suriye’yi de denkleme dahil ettiği belirtiliyor.

Ayrıca bu adım, Suriye’nin uzun yıllar süren uluslararası izolasyondan çıkıp yeniden bölgesel bir aktör haline gelmesinin önünü açabilir. Ancak verilen tavizlerin iç politikada nasıl yankı bulacağı, özellikle İran-Suriye ittifakının geleceği ve muhalif grupların tepkisi önümüzdeki dönemde yakından izlenecek.

Kaynak: Mira Haber 

Bir Cevap Yazın