thumbs b c 9a65a1891bbdbf1d2842a0e02161194b

Gazze’de 17 bin çocuk annesizken; hayırlı evlatlar günü oyunu!

Gazze’de annelerini kaybeden çocuklar gölgesinde bir muhasebe

Batı kültürüne ait bir gelenek olan “Anneler Günü”, son yıllarda küresel ölçekte yaygınlaşmış ve İslam coğrafyalarında da yaygın biçimde benimsenmiştir. Ancak bu günün, içeriğinden çok biçimiyle ön plana çıkması; yani annelik kavramının yalnızca sembolik hediyeler ve sosyal medya paylaşımları ile yüceltildiği bir şekilciliğe indirgenmesi, ciddi bir ahlaki ve vicdani sorgulamayı gerekli kılmaktadır.

Kur’an-ı Kerîm’de, anne-babaya hürmet emri birçok ayette açıkça vurgulanırken (bkz. İsra 23-24), bu emirlerin yılın yalnızca bir gününe hasredilmesi, İslami öğretilerin ruhuna aykırıdır. Modern seküler yaşam tarzının etkisiyle şekillenen bu tip özel günler, annelik gibi kutsal bir değeri ticarileştirmekte ve derinlemesine yaşanması gereken vefa duygusunu yüzeysel ritüellere hapsetmektedir.

Bu çelişki, özellikle şu günlerde Filistin’in Gazze bölgesinde yaşanan insanlık dramı karşısında daha da belirgin hâle gelmiştir. İsrail’in yoğun saldırıları altında kalan Gazze’de binlerce çocuk, annesini kaybetmiş durumda. Uluslararası kuruluşların raporlarına göre, 2023 Ekim ayından itibaren yalnızca Gazze’de 17 binden fazla çocuk ya tamamen yetim ya da öksüz kalmıştır.

12 yaşındaki Ahmed, İsrail saldırısında babası ve kız kardeşini kaybetti. Annesi ve diğer kardeşleriyle birlikte bir çadırda yaşam mücadelesi veriyor. Ahmed, “Keşke babama son kez sarılıp uğurlayabilseydim. Bu acıyı ömrüm boyunca içimde taşıyacağım.” diyerek yaşadığı derin acıyı ifade ediyor.

thumbs b c b980beed9749eb2090ad1b62d59a6b4c

Henüz 9 yaşındaki Lina’nın, enkaz altında kalan annesinin cansız bedenine sarılarak söylediği “Anne kalk, artık korkmam söz” ifadesi, küresel vicdanı sarsacak bir tablo sunarken; aynı saatlerde başka coğrafyalarda anneler günü paylaşımlarının yapılması, insanlığın ahlaki duyarsızlığını gözler önüne sermektedir.

thumbs b c 097b920029b9af4c9c7833912d96817d

Yine 11 yaşındaki Salih, saldırılarda hem annesini hem de babasını kaybedip, üç küçük kardeşine bakmak zorunda kalan bir çocuk olarak, çocukluktan çok uzakta, erken bir yetişkinliğe zorlanmaktadır. Bu dramatik örnekler, anneliğin sadece bir gün kutlanacak bir rol değil, savaşta en ağır bedelleri ödeyen varoluş biçimlerinden biri olduğunu hatırlatmaktadır.

Toplumsal yozlaşmanın bir göstergesi olarak, kendi annesine karşı her gün öfke ve nankörlük sergileyen bireylerin, yılda bir gün hediye vererek “hayırlı evlat” sıfatına kavuşma arzusunu da bu bağlamda sorgulamak gerekir. Gerçek hayırlı evlatlık, yalnızca kendi annesine değil, tüm annelere –özellikle zulüm altında ezilenlere– karşı sorumluluk hisseden, dua eden, mücadele eden bir vicdanı kuşanmakla mümkündür.

Bugün, anneliği metalaştıran ve bireysel tatmin aracına dönüştüren kutlamalardan ziyade, hem Gazze’de hem de dünyanın dört bir yanında anneliği yaşayamayan kadınları ve onların yetim kalan evlatlarını düşünme günüdür. Ve belki de, en büyük hediye, bu zulmü durdurmak için bir bilinç ve duruş geliştirebilmektir.

Kaynak: Mira Haber 

Bir Cevap Yazın