photo 2025 04 18 20 14 07

Uluslararası Adalet Divanı’ndan Skandal: Soykırım Davasına Erteleme

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Güney Afrika’nın başvurusu üzerine İsrail aleyhine açılan soykırım davasında İsrail’e savunma için 6 ay ek süre tanıdı. Karar, Gazze’de binlerce sivilin hayatını kaybettiği ve insani krizin derinleştiği bir dönemde alınırken, uluslararası kamuoyunda ciddi eleştirilerle karşılandı.

UAD’nin bu kararı, birçok insan hakları savunucusu, hukukçu ve sivil toplum kuruluşu tarafından adaletin ertelenmesi ve dolayısıyla adaletsizliğin pekiştirilmesi olarak değerlendiriliyor. Özellikle İsrail’in, uluslararası çağrılara rağmen Gazze’deki askeri operasyonlarını sürdürdüğü ve insani yardımın erişimini engellediği raporlarla sabitken, Divan’ın bu erteleme kararı, “zaman kazandırma” hamlesi olarak okunuyor.

‘Adalet Bekleyenlerin Umudu Ertelendi’

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin 1948 Soykırım Sözleşmesi’ne dayanarak açtığı dava, İsrail’in Filistin topraklarındaki askeri operasyonlarının soykırım niteliği taşıdığı iddiasını içeriyor. Başvuruda, İsrail’in hem eylemleri hem de üst düzey siyasi söylemleriyle uluslararası hukuku ihlal ettiği öne sürülüyor. Ancak UAD’nin erteleme kararı, bu iddiaların ciddiyetine ve aciliyetine gölge düşürüyor.

Birleşmiş Milletler verilerine göre Gazze’deki çatışmalarda hayatını kaybedenlerin çoğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Bu tablo karşısında uluslararası yargının yavaş işlemesi, “cezasızlık kültürünü” besliyor. Erteleme kararı, savaş suçlarının ve insanlık dışı uygulamaların yargı önüne çıkarılmasında siyasi baskıların mı etkili olduğu sorusunu gündeme taşıyor.

İkiyüzlü Adalet Eleştirileri Yükseliyor

Uluslararası Adalet Divanı’nın başka ülkelere karşı aldığı hızlı ve sert tutumlarla karşılaştırıldığında, İsrail’e gösterilen bu “esneklik”, uluslararası hukukta çifte standart tartışmalarını da alevlendirdi. Aynı kurumun bazı devletlere karşı çok daha kısa sürede karar verebildiği örnekler göz önüne alındığında, bu kararın “politik bir yan” taşıdığı yorumları güç kazanıyor.

Uluslararası hukuk uzmanı Dr. Leyla Karaman:

“Bu tür kritik davalarda zaman kaybetmek sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani bir problemdir. Çünkü her geçen gün, daha fazla sivil ölüyor. Mahkeme süreci uzadıkça, caydırıcılık etkisi zayıflıyor.”

Sonuç Yerine: Geciken Adalet, Adalet Değildir

UAD’nin İsrail’e tanıdığı 6 aylık ek süre, sadece hukuki bir prosedür değil; aynı zamanda yaşanan acıların uluslararası arenada tanınmasının da geciktirilmesidir. Soykırım gibi ağır suçlamaların yer aldığı bir davada zamanın bu kadar rahat esnetilmesi, adaletin geleceğine olan inancı zedeliyor.

Kaynak: Mira Haber

Bir Cevap Yazın