Şam Dürzileri korudu, minnet İsrail’e gitti!

Süveyde’de yaşanan son olayların ardından Dürzîlerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicrî, dünyaya “katliamı durdurduk” mesajı vererek İsrail’e teşekkür etti. Ancak bu açıklama, gerçeğin yalnızca küçük ve çarpıtılmış bir parçası… Zira, bölgede katledilen, evleri yakılan, açlığa ve kuşatmaya mahkûm edilenlerin önemli bir kısmı Sünni sivillerdi üstelik bunu yapanlar, bizzat el-Hicrî’nin övdüğü “kendi adamları” arasından çıktı.

Sünni çocukların başları kesildi

Dürzî caniliği kamerada! 2 yaşındaki çocuğun kafasını kestiler!

Olayların tanıkları ve Dürzi milislerin yayınladığı görüntüler, Dürzî milislerin köylere baskın yaparak Sünni çocukları başlarının kestiğini, camilere saldırdığını, askerleri meydanlarda infaz ettiğini anlatıyor. Evler yakıldı, içerideki insanlar diri diri alevlerin içinde bırakıldı. Yani el-Hicrî’nin “Süveyde’ye yönelik katliam” diye sunduğu hikâyenin, Sünni kanı akıtılırken sessiz kalınan hatta bizzat teşvik edilen bir geçmişi var.

“Uluslararası mahkeme” çağrısı mı? Önce kendi suçlarını açıkla!

El-Hicrî, BM ve Lahey’e çağrı yapıyor, “sorumluları yargılayın” diyor. Peki ya kendi saflarında yer alan ve köyleri basıp Sünni halkı katleden milisler? Onların hesabını kim soracak? Bir yandan “barış” ve “birlik” çağrısı yaparken, diğer yandan etnik ve mezhebi temizlik yapan gruplara sahip çıkmak hangi ahlakla bağdaşır?

El-Hicrî’nin açıklamasında en dikkat çekici noktalardan biri, katil, işgalci İsrail’e “insani müdahalesi” için teşekkür etmesi oldu. Sünni çocukların katledilmesine, köylerin yakılmasına karşı tek bir kelime etmeyen bir liderin, İsrail’i “ahlaki duruş” ile övmesi, bölgede yaşananların ne kadar kirli bir çıkar hesaplaşması olduğunu gösteriyor.

Süveyde’deki trajedi, yalnızca rejim veya dış güçlerin komplosuyla açıklanamaz. Bu olay, yerel milislerin mezhebi kinle hareket ederek komşularına karşı işlediği suçların zinciridir. Ve bu zincirde Dürzî liderlerin dili, kanı dökülen Sünniler için değil, kendi mezhebi tabanını korumak için çalışmaktadır.

Ahmed Eş-Şara: “Süveyda da bizim, Dürziler de!”

Kaynak: Mira Haber

Bir Cevap Yazın