Kardeşlik Platformundan "düşman gelmeden önce nasihati"

Kardeşlik Platformundan “düşman gelmeden önce nasihati”

Gazze için el ele veren kardeşlik platformu yeni bir bildiri yayınladı. ” Düşman gelmeden önce” isimli bildiride Müslümanların zor şartlar altında neler yapmaları gerektiği ele alındı.

Nasihat babında hazırlanan bildiri şu şekilde;

Mescid-i Aksa’da başlayan saldırılar

6 Ekim 2023 tarihinde Doğu Kudüs’te yer alan Aksa Camii’nde İsrail polisi, Siyonist İsrail’in zulümlerini protesto eden Filistinli Müslümanlara müdahale etti. Bu müdahalede 21 Filistinli yaralandı. Hamas, İsrail polisinin müdahalesini “işgalci İsrail’in İslami kutsal yerlere yönelik saldırısı” olarak nitelendirdi ve İsrail’e karşı “yanıt vereceğini” duyurdu.

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlattı.

Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı’na baskın düzenleyerek burayı ele geçirdi.

Siyonist İsrail bu saldırılara misilleme olarak Gazze Şeridi’ne onlarca hava saldırısı düzenledi. Sivilleri hedef alan bu saldırılarda yüzde 25’i çocuk olmak üzere 4.385 Filistinli hayatını kaybetti.

Savaşın kısa tarihi

İsrail-Filistin çatışması, 19. yüzyılın sonlarından beri devam eden, iki etnik grup arasındaki bir çatışmadır. İsrailliler, Filistin topraklarında bir Yahudi devleti kurmak için çalışan Yahudi milliyetçileridir. Filistinliler ise, Filistin’de yaşayan Müslüman Araplardır ve kendi devletlerini kurmak için mücadele etmektedirler.

Çatışmanın kökenleri, 19. yüzyılın sonlarında, Yahudilerin Avrupa’da ve Rusya’da yaşanan zulümden kaçarak Filistin’e göç etmeye başlamasına dayanmaktadır. Bu göç, Filistin’deki Müslüman Arap nüfusu arasında endişelere yol açtı ve çatışmanın başlangıcını işaret etti.

Çatışmanın önemli dönüm noktalarından biri, 1947’de Birleşmiş Milletler ‘in Filistin’i Yahudi ve Arap devletleri arasında bölmeye karar vermesidir. Bu karar, Arap dünyası tarafından şiddetle reddedildi ve 1948’de Arap-İsrail Savaşı’nın başlamasına yol açtı. Savaş sonucunda, Siyonist İsrail bağımsızlığını ilan etti ve Filistin topraklarının çoğunu ele geçirdi.

1948’den sonra, İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalar devam etti. 1967 Altı Gün Savaşı’nda İsrail, Mısır, Suriye ve Ürdün’ü yenerek Filistin topraklarının büyük bir bölümünü ele geçirdi. Bu savaş, İsrail’in Filistin toprakları üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırdı ve çatışmayı daha da karmaşık hale getirdi.

1993 yılında, İsrail ve Filistin, Oslo Anlaşmaları olarak bilinen bir dizi anlaşma imzaladı. Bu anlaşmalar, iki devletli bir çözüme doğru ilerleme sağladı, ancak henüz tam olarak uygulanmadı.

2000’li yıllarda, İsrail’in artan zulmü ile çatışmalar şiddetlendi. 2000’de İkinci İntifada başladı ve 2005’te sona erdi. 2008-2009, 2012, 2014 ve 2021’de İsrail ve Filistin arasında büyük çatışmalar yaşandı.

“Bu bir din savaşıdır” 

7 Ekim itibariyle İsrail-Filistin savaşındaki artan gerilim dünya ülkelerinin de gündeminde. Dünya devi(!) Amerika kayıtsız şartsız Siyonist İsrail’in yanında yer alırken, bu savaşın “dini bir savaş” olduğunu vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Tel Aviv’de düzenlediği basın toplantısında;

“Bugün sadece ABD Dışişleri Bakanı olarak değil, bir Yahudi olarak da buradayım.” dedi. Blinken, İsrail’e yardım etmek için binlerce yedek askerin seferber edildiğini söyledi.

Blinken ayrıca, “İsrail’e net bir mesaj getirdim. Kendinizi savunabilecek kadar güçlü olabilirsiniz. Ancak ABD var oldukça hiçbir zaman bunu yapmak zorunda kalmayacaksınız çünkü biz her zaman yanınızda olacağız.” ifadesini kullandı.

Siyonist İsrail’e bir çok Avrupa ülkesinin yansıra ülkesinde her türlü işkenceleri ile Müslüman halkına gün yüzü göstermeyen Hindistan da desteklerini iletti. Hatta öyle ki bu savaşı kendi savaşları gibi gördüklerini belirtti.

Bu savaşın Filistin halkının savaşı olmadığı, küfrün tek millet olup ellerinden geldiğince İslam’a saldırdığı ayan beyan ortadadır. Bu noktada, “düşman gelmeden önce” Müslüman halkın birlik ve beraberlik içinde tüm gücü ile yapılması gerekeni yapmalıdır.

Kaynak: Mira Haber