GÜZEL AHLAK TAMAMLANDI- Abdullah DÂİ
guzel ahlak tamamlandi abdullah dai 01

GÜZEL AHLAK TAMAMLANDI- Abdullah DÂİ

Ebu Hureyre (r.a.)’ın rivayetiyle şöyle buyurur Rasulullah (s.a.v.): “Ben, ancak ahlakın güzelliklerini tamamlamak için gönderildim”(1). Güzel ahlak tamamlamak için gönderilen Rasulullah (s.a.v.)’in en güzel ahlak üzere olduğunu Rabbimiz Allah beyan buyurmaktadır: “Şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin”(2).

Muttaki ve muvahhid mü’minlerin yegane önderi ve hayat örneği Rasulullah (s.a.v.)’in ahlakı, yani bütün hayatı, Kur’an-ı Krim’in amele dönüşmüş hali idi… Bu hakikatı, muvahhid mü’minler arasında en sadik şahidlerden biri olan ve bütün mü’minlerin annesi Hz. Aişe (r.anha) beyan eder… Sa’d b. Hişam (r.a.) anlatıyor: “Ey mü’minlerin annesi, bana, Rasulullah (s.a.v.)’in ahlakını anlat, dedim. Aişe:-Sen, Kur’an okuyorsun değil mi? Dedi. -Evet, okuyorum dedim. -İşte Nebiyallah (s.a.v.)’in ahlakı Kur’an idi, dedi”(3). Yegane hayat düsturumuz olan Kur’an;ı Kerim’in hayata uygulanışı olan önderimiz Rasulullah (s.a.v.)’in ahlak yapısını şöyle anlatıyor Mü’minlerin Annesi Aişe (r.anha): -Rasulullah (s.a.v.) -dünya işlerinden- iki şey arasında muhay-yer kalındığında muhakkak onlardan -günah olmadığı müddetçe- en kolayını alırdı. Eğer günah gerektirecek olursa, o kolay şeyden insanların en uzak bulunanı Rasulullah olurdu. Rasulullah, kendisi için kin tutup öc almamıştır. Ancak Allah’ın hürmetine saygısızlık edilmesi hali müstesnadır. İşte bu halde yapılan hürmetsizlik sebebiyle Allah için (öfkelenir) intikam alırdı.(4) Önderimiz Rasulullah (s.a.v.) muvahhid mü’minler için yegane hayat örneği olup, O’na iman ile itaat etmek, Allah’ın rızasını ve sevgisini kazanmak, hayat önderi ve örneği Rasulullah (s.a.v.)’e tabi olmak ile mümkün olur… Şöyle buyurur Rabbimiz Allah (azze ve celle): “Andolsun, sizin için Allah’ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Rasulünde güzel bir örnek vardır”(5). “De ki: Eğer siz, Allah’ı seviyorsanız bana uyun, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı affetsin. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” “De ki: ‘Allah’a ve Rasulü’ne itaat edin.’ Eğer yüz çevirirlerse şüphesiz Allah, kafirleri sevmez”(6). Mesruk (r.a.) anlatıyor: “Bizler, Abdullah İbn Amr (r.a.)’ın beraberinde oturuyor, O da bize hadis tahdis ediyordu. Bu sırada: -Rasulullah (s.a.v.) aşırılık yapıcı seciyede değildi, aşırılık yapıcı da olmamıştır. Muhakkak olan şu ki: -Sizin en hayırlı olanınız, ahlakı en güzel olanınızdır, buyurur dururdu”(7). Ebu Hüreyre (r.a.)’dan: “Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Mü’minlerin iman bakımından en mükemmel olanları, ahlak bakımından en güzel olanlarıdır”(8). Usame b. Şerik (r.a.) anlatıyor: “Rasulullah (s.a.v.)’in yanında oturuyorduk. Sanki başımızın üstünde kuş varmış gibi sessiz ve hareketsiz duruyorduk. O sırada bir grup insan gelerek, Rasulullah’a: -Allah’a, kullarından en sevgili olanı hangisidir? Dediler. Rasulullah (s.a.v.) de: Ahlakı en güzel olanıdır”(9). Ahlakı en güzel olan, Rasulullah (s.a.v.)’dir. Bir de O’na itaat eden ve sünneti üzere yaşayan muvahhid mü’minlerdir… Hayat önderi ve örneği Rasulullah (s.a.v.)’in güzel ahlakıyla ahlaklanan muvahhid mü’minler, Rasulullah (s.a.v.)’in en sevdiği şahsiyetlerdir… Amr b. Şuayb (r.a.), babasından, O da dedesinden rivayet ettiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bana en sevgili olanınızı ve kıyamet günü oturma bakımından bana en yakın olanınızı size haber vereyim mi?” Hazır bulunan topluluk sükut etti. Rasulullah (s.a.v.), iki veya üç defa bu sözü tekrarladı. Topluluk: -Evet (haber ver) ya Rasulullah, dedi. Rasulullah (s.a.v.): “Ahlak bakımından en güzelinizdir” buyurdu(10). “Abdullah İbn Amr (r.a.)’dan: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Eğer sende şu dört özellik varsa, dünyadan kaybettiğin önemli değil: Doğru sözlülük, emanetin korunması, ahlak güzelliği, yemede haramdan korunup helali gözetmek”(11). Dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun, hangi ırkın, hangi rengin ve hangi dilin mensubu olursa olsun bütün mü’minler kardeş olup bir vücudun organları gibidirler… Bir milletten ve bir ümmetten olan muvahhid mü’minler, kadınıyla erkeğiyle, genci ve ihtiyariyle tabi olup izi üzere yürüyecekleri tek önder Rasulullah (s.a.v.)’dir… Bütün mü’min Müslümanlar, gerek ferdi, gerek ailevi, gerekse toplumsal yaşantılarında, Allah’ın emredip razı olduğu ve Rasulullah (s.a.v.)’in öğretip gösterdiği gibi davranmalıdırlar… Dünyada izzet ve şeref üzere yaşamak, Allah’a ve Rasulü (s.a.v.)’e tabi olmakla gerçekleşir… Hayati bütün meselelerde Allah’ın hükümleri olan Kur’ana ve O’nun hayatta uygulanış şekli olan Rasulullah (s.a.v.)’in sünnetine tabi olan ferd ve toplum huzura kavuşur. Her türlü maddi ve manevi krizden kurtulan bir sevi-yeye ulaşır. Alemlerin yegane Rabbi Allah, muvahhid mü’minlerin kurtuluşa erdiklerini beyan buyurdukları mü’minlerin vasıflarının, önderimiz Rasulullah (s.a.v.)’in ahlakı olduğunu mü’minlerin annesi Aişe (r.anha) beyan eder. Yezid İbn Babenus (r.a.) anlatıyor: “Hz. Aişe’nin yanına varıp dedik ki: -Ey Mü’minlerin Annesi, Rasulullah (s.a.v.)’in ahlakı ne idi? Hz. Aişe (r.anha) şöyle dedi: -O’nun ahlakı Kur’an idi. Mü’minun suresini okur musunuz? ‘Mü’minler, gerçekten felah bulmuştur’dan itibaren oku, dedi. Yezid demiştir ki: Ben de: ‘Mü’minler, gerçekten felah bulmuştur’dan itibaren ‘…ve onlar, ırzlarını koruyanlardır’a kadar okudum”. (Mü’minun, 23/1-5). Aişe (r.anha) şöyle dedi: -İşte bu vasıflar, Rasulullah’ın ahlakı idi(12). Mü’minlerin annesi Aişe (r.anha)’nın işaret ettiği Mü’minun suresinin ilk ayetlerindeki mü’minlerin vasıfları şöyle beyan edilmiştir Rabbimiz (azze ve celle) tarafından: “Mü’minler, gerçekten felah bulmuştur. Onlar namazlarında huşu içinde olanlardır. Onlar, tümüyle boş şeylerden yüz çevirenlerdir. Onlar, zekata ilişkin (söz ve görevlerini) yerine getirenlerdir. Ve onlar, ırzlarını koruyanlardır. Ancak eşleri ya da sağ ellerinin sahib olduklarına karşı (tutumları) hariç. Bu konuda kınanmış değildirler. Fakat kim bundan ötesini ararsa, artık onlar sınırı çiğneyenlerdir. (Yine) onlar, emanetlerine ve ahidlerine riayet edenlerdir. Onlar namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır. İşte (yeryüzünün hakimiyetine ve ahiretin nimetlerine) varis olacak onlardır. Ki onlar, Firdevs (cennetlerin)e de varis olacaklardır. İçinde de ebedi olarak kalacaklardır”(13). Her muvahhid mü’min Müslüman, bir kez daha kendine dönmeli, nefsini hesaba çekmeli ve tamamlanmış güzel ahlak sahibi olma konusunda kendisini kontrol edip noksanlıklarını tamamlamalıdır…

ABDULLAH DÂİ

Öncesi BAE’nin insan ticareti yapan şirketi Black Shield
Sonraki Kurtulmuş’tan Twitter’a “siyasallaşma” suçlaması