AK Parti'den 'ekonomi' mesajı!

AK Parti’den ‘ekonomi’ mesajı!

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, asgari ücrete zam gelip gelmeyeceği ile ilgili soruya, cevap verdi. Kurtulmuş EYT çalışması hakkında da açıklamalarda bulundu.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş canlı yayında ekonomiye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

DÖVİZDEKİ OYNAKLIK GİDERİLECEK

Kurtulmuş konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Döviz fiyatlarının oynaklığı bütün vatandaşlarımızı etkileyen kısmı hayat pahalılığıdır. Çarşıda pazarda aldığımız ürünlerin pahalı olmasıdır. Bir taraftan burada oynaklıkları ortadan kaldırıp düzeni sağlamak diğer taraftan da vatandaşlarımızın alım gücünün olumsuz etkilenmemesi için her türlü tedbiri almaktayız.

AK Parti'den 'ekonomi' mesajı!

Yıl başında ortaya konmuş olan asgari ücrette olağanüstü artışın sağlanması, Hazine’nin almış olduğu vergilerden vazgeçerek doğrudan destek vermiş olması, enerji fiyatlarını yüzde 80 oranında sübvanse etmesi alım gücünü artıracak olan hususlardan birisidir.

ALIM GÜCÜNÜ ARTIRACAK BİR DOKUNUŞ YAPILACAK

Bir tanesi de gelirin artırılmasıdır. Temmuz ayında emeklilerimizin, çalışanlarımızın gelirlerinin artırılması, asgari ücretle ilgili çalışmalar bakanlığımızın önündedir. Çalışmalar yapılıyor inşallah temmuz ayıyla birlikte sabit gelirlinin alım gücünü artıracak bir dokunuş yapılacaktır.

Vatandaşımızın enflasyonun altında ezilmemesini sağlayacak bir destek ortaya konulacaktır. Bakanlığımız bütün detaylarını çalışıyor. Geniş bir kitleyi ilgilendirecek ücretlerde iyileşme temmuz ayında yapılacak.

Asgari ücrette ikinci zam üzerinde çalışılıyor. Bunları bakanlık kamuoyuna paylaşacaktır. Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan paylaşacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız neredeyse her hükümet toplantısından sonra kamuya seslenişinde bir şekilde alım gücünü artırmaya dönük ilave tedbiri paylaşıyor. Elimizdeki bütün imkanları vatandaşımızın alım gücünü artırmak için seferber etmekteyiz.

EYT KONUSUNDA ADIM

Orada da çalışma yapılıyor. Bu zamanlama meselesidir. Vatandaşın gündeminde olan, çarşıda pazarda insanların söylemiş olduğu herhangi bir konu yoktur ki hükümetin gündeminde olmasın. Çalışma Bakanlığı bu konuda çalışmalarını sürdürür öncelikler ortaya çıktığı zaman kamuoyu ile paylaşılır.

Dünya ekonomisinin en temel sıkıntılarından birisi muazzam bir dolarizasyon var. Gelişmekte olan ekonomileri etkileyen unsurlardan birisi piyasadaki dolar varlığıdır. Dünya ticaretinin yüzde 65’i dolar üzerinden yapılıyor. Doların hiç etkisinin olmadığı ülkelerde dahi ekonomiler rezerv para doların baskısı altındadır.

Dolar dediğiniz bir kağıt parçasıdır. İtibari olarak 100 dolar diyoruz herkes buna itibar ediyor ve bunun üzerinden dolayın değeri çıkıyor. Rezerv para üzerinden ticaretin yapıldığı için doların varlığı konusunda milli ekonomiler üzerinde etki oluşuyor.

Ülkelerin ticareti kendi milli para birimleri üzerinden yapması dolarizasyonu azaltacak önemli bir tekliftir. Pandemi sırasında ABD çok sayıda dolar bastı. Şimdi Fed sıkılaştırma politikaları vasıtasıyla piyasaya sürmüş olduğu doları çekmeye çalışıyor. Dünya piyasalarında var olan aşırı esnekliğin bizim gibi gelişmekte olan ülkeler üzerinde etki yapacağı aşikardır. Bizim dolarizasyon meselesinden kurtulmamız lazım. Tamamıyla kurtulmak mümkün değil bunu en aza indirmek lazım. TL kullanımını ve ileriki adımlarda da diğer ülkelerle yaptığımız ticari ilişkileri milli paramız üzerinden gerçekleştirmemiz lazım.

YENİ ENSTRÜMAN BEKLENİR Mİ?

Olabilir, bizim kendi para birimimiz üzerinden alışveriş yapmamız, uluslararası ticarette TL’nin değerini değerli para haline getirmemizin doğru olduğu kanaatindeyim. Paramızın belli bir seviyede olmasının şöyle bir avantajı var ihracatı artırmış oluyoruz. Eski dönemde TL çok değerliydi, 1 dolar neredeyse 1.20 seviyelerindeydi. Bizim ne varsa ürettiğimiz kalem dahi dışarıdan ithal eder hale gelmiştik. 2013’ten sonraki dönemlerde Türkiye bundan uzaklaştı. İmalata, ihracata dayalı ekonomiye yönelişi sevk etmiş oldu. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Türk ekonomisi bunu sağlayacaktır.”

GELENEKSEL EKONOMİ POLİTİKALARINA DÖNECEK MİYİZ?

Ekonominin bilimsel olarak tartıştığı politikalardan bir tanesidir. Ekonomi aslında dinamik bir süreçtir. Türkiye, Batı dünyasında da 10 yıllarca neoliberal ekonomiyi tek bir ekonomiymiş gibi kabul gördü. Özellikle ABD ve İngiltere’de bu ekonomik model revaçta oldu. Zaman içerisinde her ekonomik model birebir aynı çalışacak diye bir durum yoktur. Kapitalist sistem varlıkta iyi çalışan darlıkta tedbir geliştiremeyen bir sistemdir. Neoliberalin bolluk zamanında iyi çalıştığı ama 2 binli yılların başından beri dünya ekonomisinde daralma ortaya çıkınca birilerinin klasik ekonomi dediği modelde bazı tedbirlerin alınması gerektiği ortaya çıktı.

Neoliberalizmi en iyi şekilde savunan iktisatçılar da bu sistem içerisinde sosyal yardımların eksik olduğunu gördük gibi tezler gündeme gelmeye başladı. Dünyanın ve Türkiye’nin şartları geliştikçe hiçbir ekonomi kıyamete kadar uygulanacaktır diye bir şey yoktu. Bu uygulamalarda esneme ve gelişme görülebilir. Türkiye 2013’ten itibaren bir yöneliş içerisindedir.

Küresel ekonomiyle uyumlu bir şekilde Türkiye’nin üretim gücünü zayıflatmadan küresel piyasalarda mal ve hizmetlerimizle rekabet edebilir bir şekilde atılım içinde olmamız lazım. Türkiye son 8-9 yıldır gidiyor. Ama şartlar değişiyor. Pandemi hiç ortada yoktu. Dünya ekonomisinde enerji fiyatlarının bu kadar yükseleceğini kimse tahmin etmiyordu. Petrolün 100 dolar seviyesinin üzerine çıkması küresel kriz ortaya çıkaracağı tahmin ediliyordu. Çok daha yukarı çıktığı dönemler oldu şimdi belli bir dengeye geliyor.

ABD, İngiltere, Avrupa gibi gelişmiş ülkelerde dahi pandemi zamanında bazı ürünlerin tedarik edilemediğini gördük. Bu şartlar bildiğimiz kitaplarda yazan alışılagelmiş, geçmiş dönemlerde başarılı olmuş her kuralın kıyamete kadar uygulanacağı anlamına gelmiyor. Ekonomi dinamik bir birimdir. Dünyanın hiçbir ülkesinde, ekonomik kararlar siyasi kararlardan uzak değildir. Ekonomi steril bir alan değildir. Fizik, kimya laboratuvarında deney yapar gibi ekonomi konuşulmaz. Her bir ekonomik kararın arkasında da politik tercihler ve kararlar vardır.

KAMUDA TASARRUFLA İLGİLİ HAZİNE BAKANLIĞININ AÇIKLAMASI VAR. KAMUDA TASARRUF BEKLEYELİM Mİ?

Tabi ki kamuda israf diyebileceğimiz ilave birtakım tasarrufları gerektiren alanların olduğu kanaatindeyiz. Bunlarla ilgili de bakanlık çalışma yaptıktan sonra tebliğini yayınlar.”