Suriye’de Kan Üzerine Demokrasi İnşası: Şehit Cesetlerinin Üzerinden Sandıklar Kuruluyor
Süveyda’da İsrail beslemesi Dürzî katliamları sürerken, Şam yönetimi saldırganlardan hesap sormak yerine “demokratik geçiş” temelli yeni bir rejim inşa etmenin ilk adımlarını attı.

Dürzîlerin oluk oluk Sünni kanı akıttığı, Müslümanların cesetleriyle alaycı videolar paylaştığı saatlerde, Şara iktidarı, “Suriye Ulusal Meclisi”ne geçiş sürecini başlatan oylama sistemini yürürlüğe koydu. Şehitlerin bedenleri Süveyda’da buldozerlerin üzerine istiflenirken, Şam sandık propagandasına başladı.

Şam, Katliamı Görmezden Gelip Demokrasi Tiyatrosuna Başladı
Şam yönetimi Suriye halkının kanayan yaralarına derman olmak yerine, Batı’nın dayattığı “demokratik geçiş süreci”ni yürürlüğe soktuğunu ilan etti. Esad döneminden kalma anayasal sistem temel alınarak hazırlanan yeni seçim yasasıyla, Alevî, Dürzî, Hristiyan ve laik sistemle uzlaşmış “sünniler”in de önünü açan bir parlamento modeli kurulduğu duyuruldu. Böylece, katliamların gölgesinde “temsili demokrasi” adıyla yeni bir ihanete imza atılmış oldu.

Bu sistemde önemli olan halkın inancı, kimliği, geçmişi değil; oy potansiyeli. Yani bir tarafta çeteler öldürüyor, diğer tarafta o çetelerin temsilcileri mecliste yasa yapmaya hazırlanıyor. Bu da Şam’ın heveslisi olduğu “ilerici demokrasi”nin nasıl bir enkaz üzerine bina edildiğini açıkça gösteriyor.
Mezhep Kanı Akarken Cuma Hutbeleri “Kardeşlik” Vurgusu Yapıyor
Tüm bu mezalime rağmen Şam yönetimi, rejime bağlı imamların ağzından cuma hutbelerinde hâlâ “mezhep çatışmasına karşı uyanık olun” çağrısı yapıyor. Oysa sahada dökülen kanın neredeyse tamamı Sünni halka ait. Suriye askeri, aşiret savaşçıları, muhacir Müslümanlar bir bir şehit edilip Esed döneminde olduğu gibi toplu mezarlara gömülürken, katillerle “kardeşiz” mesajı veriliyor, parlamento masasında onlara yer açılıyor.
Şehit Kanı Üzerine Sandık Kuruluyor
Yaşananlar özetle şunu gösteriyor: Şehit kanlarıyla yıkanan topraklarda, Batı’ya tehdit oluşturmayacak bir “ılımlı demokrasi” kurulmaya çalışılıyor. Rejim, Suriye’nin gerçek sahipleri olan Sünni halkı feda ederek azınlıkları tahkim eden, dış güçlerin yönlendirdiği bir sistemin taşlarını döşüyor. Ve bunu “geçiş süreci”, “barış”, “ulusal birlik” gibi içi boş kavramlarla meşrulaştırıyor.
İsrail’in taşeronları hunharca katlederken, Şam o katillerin temsilcilerini meclise taşıyacak zemini hazırlıyor. Peki, tüm bu olanlara karşı bugüne kadar onuruyla direnmiş olan Sünni halk daha ne kadar sessiz kalacak? Yaşanan zulmün, ihanete varan bu siyasi tercihlerle birlikte, Suriye’yi daha derin ve sarsıcı bir çatışma sürecine sürükleme tehlikesi ufukta görünmüyor mu?
Kaynak: Mira Haber
Mira Haber – Ortadoğu Bağımsız Muhabir Ajansı Tarafsız değiliz. Ancak Mirahaber'de sadece gerçekleri okursunuz.